Komşu Hakları

Komşu Hakları. Komşunun komşu üzerindeki hakkı, annenin evlatları üzerindeki hakkı gibidir. Komşular birbirini öyle sevip saymalı, karşılıklı haklarına öyle dikkat etmeliler


Müslüman komşu haklarına riâyet etmelidir. Onlara eziyet verecek şeyler yapmamalıdır. Komşu hakkı o kadar büyüktür ki, nerdeyse komşu komşuya vâris olacak derecededir. Ana, baba ve akraba hakkı gibidir. Yalnız veraset yoktur. Bir hadîs-i şerîfte, “Bir kimse komşusuna eziyet etse, bana eziyet etmiş gibi günahkâr olur.” buyuruldu.


Kokulu yemek pişirince bir miktarını komşularına vermelidir. Çarşıdan meyve ve yiyecek şeyler alınca, komşularına ve komşu çocuklarına vermelidir. Eğer vermeyecekler ise, gizli götürüp, kendi çocuklarına verip evden dışarı çıkarmamalıdır. Komşuları fakir ise, ara sıra sadaka ve zekât vermekle ve hediye ile onlara ikrâmda bulunmalıdır. Fakirdir diye kıymet vermemezlik etmemelidir. Arada bir evine davet edip, hatırlarını sormalı, sofraya çağırıp beraber yemek yemelidir. Hasta olurlarsa evlerine gidip hâl ve hatırlarını sormalıdır. Vefât ederlerse, cenazesi ile beraber kabre kadar gitmelidir. Herhalde komşuluk hakkını gözetmelidir.


Mümkün olduğu kadar ihtiyaçlarını görmelidir. Bir zarara uğrarlarsa yardım etmeli ve bir iyilik gelirse tebrik etmelidir. Borç para isterlerse esirgememelidir. “Sadakanın sevâbı bir kat, borcun sevâbı on sekiz kattır.” diye hadîs-i şerîfte bildirilmiştir.


Komşusundan izinsiz onun evine karşı yüksek bina yapmamalıdır. Onun bir taşına zarar vermemelidir. Gizli şeylerini yaymamalıdır. Gıybet etmemelidir. Haremleri tarafına gizlice bakmamalıdır. Her hususta diyânet ve salâh üzere dost ve kardeş olmalıdır. Din kardeşlerini sevmelidir. Sâlihleri çok sevmelidir. Fâsıklara, fâcirlere ve zalimlere nasihât ve va’z etmelidir. Fısk, fücur ve zulüm için buğzu fillâh etmelidir. Mülhitler ile dostluk etmemelidir. Kusurlarını mümkün mertebe affetmelidir. Elden geldiğince emr-i mâruf ve nehy-i ani’l-münker etmelidir.


(Ahmed Kadızade, Bîrgîvî Vasiyetnamesi, Kadızâde Şerhi, 229.s.)