Kafirlere, Fasıklara Ve Bid’atçilere Muhabbet Beslenmez
Kafirlere, Fasıklara Ve Bid’atçilere Muhabbet Beslenmez başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Şeyh Abdullatif bin Abdurrahman (r.âleyh) der ki; “Kendisinin kurtulmasını ve dininin selâmetini isteyen kişinin, Allâh (c.c.)’un ve Resûlü (s.a.v.)’in emrine karşı düşmanlık yapana, akrabası ve yakını da olsa düşman olması gerekir. İmân ancak bu şekilde istikâmet üzere olur. Zira bu en önemli işlerden ve tekit edilmiş vaciplerdendir.”
Dolayısıyla Rafıziler ile yemek yemek, onlara genişlik göstermek, meclislerde onları öne geçirmek, onlara selâm vermek caiz değildir. Zira bu Allâh (c.c.) için dostluk ve Allâh (c.c.) için düşmanlık gereğidir. Müslümanlar ile müşrikler arasında dostluk olamaz. Allâhü Teâlâ buyurur ki; “Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allâh nezdinde hiçbir değeri yoktur.” (Âl-i İmrân s. 28)
“O Allâh, Kitap’ta size şöyle indirmiştir ki; Allâh’ın âyetlerinin inkâr edildiğini yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz.” (Nisâ s. 140) Bu konuda başka âyet-i kerîmeler de vardır.
Selâm, Müslümanların kendi aralarındaki tahiyyesidir. Rafızilere, bid’at ehline, günâhları açıkça işleyenlere selâm verilirse, onlar güler yüzle karşılanırsa, onlara yumuşak konuşulursa, bu onlarla dostluk anlamına gelir. Onlar sevilirse, onlara genişlik gösterilirse bütün kötülükler toplanmış olur. Kalbinde buğz ve düşmanlık yok olur. Zira selâmı yaymak muhabbeti celb eder. Hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur; “Dikkat edin, size muhabbetinizi artıracak şeyi bildireyim mi?” “Evet ey Allâh (c.c.)’un Resûlü!” dediler. Buyurdu ki; “Aranızda selâmı yayınız.”
Rafızîlere, bid’atçilere ve Müslümanların fasıklarına selâm verilirse, Allâh (c.c.)’un ve Resûlü (s.a.v.)’in düşmanlarına karşı sevgi ve muhabbet hâsıl olur.
(İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe (Seçkin Sahabeler), s.23-24)