Gelişmiş ülkelerde kadınlar iş ve kariyer yerine aileyi tercih etmeye başlamışlar. Az gelişmiş ülkelerde ise kadınlar kariyeri aileye tercih ediyorlar. Gelişmiş ülkelerde kadınlar, kariyerin mutluluk getirmediğini gördükleri için evlerini tercih ediyor olmalılar. Ülkemize baktığımızda kadınların bu kadar çalışma arzusu peşinde koşması hâlâ gelişmemiş olduğumuzun göstergesi gibi duruyor. Avrupa Birliği yetkilileri sürekli kadın istihdamını artırmamızı bizden isterken kendileri evinde çocuğuna bakan kadınlara maaş bağlayarak kadınlarına evlerini cazip göstermeye çalışıyorlar. Bizim yetkililerimiz ise kadınların iş alanlarında daha fazla yer almalarıyla övünüyorlar. Kadınların çalışması ile ilgili öncelikle kadınlar çalışsın ya da çalışmasınlar gibi bir toptancılık yerine bir mümin olarak önce ebedi hayatımız sonra dünya hayatımız için kâr-zarar ilişkisine bakıp karar vermek gerekir. Kadının çalışmasının kendine, ailesine ve topluma faydası nedir? Zararı nedir? Getirdikleri ve götürdükleri nelerdir?
Dinimiz kadının çalışmasını yasaklamamıştır. Sahabe hanımlarından evinde iş yapıp satarak aile bütçesine katkıda bulunanlar olmuştur. Kadının çalışmasında İslâm’a uymayan taraf, çalıştığı ortam ve çalışma şartlarıdır. Günümüzde de çalışma ortamları dini hassasiyeti olan hanımlar için pek uygun değil. Çalışmak zorunda olan hanımların mümkünse evde el işi, yemek satışı, çocuk bakımı ya da internet üzerinden evden bir çalışma şeklini tercih etmeleri pek çok açıdan dışarıda çalışmalarından daha hayırlı olur. Çünkü dışarıda çalışan hanımların kazançlarının çoğu kreşe, giyim kuşama gidiyor. Hele uygun olmayan ortamlarda çalışıyorlarsa manevi kayıpları ise her şeyden daha önemli.
Çalışan bir kadın ya da çalışmaya niyet eden bir kadın şu soruları kendine sormalıdır: “Çalışmam gerekiyor mu? Neden çalışıyorum? İhtiyaç için mi lüks için mi çalışıyorum?”
(Sema Maraşlı, Çocuk ve Aile)