“Çalışan annelere bakıcı yardımı” projesi kapsamında binlerce kadına yardım gündemde.Tam da burada şu soruları sormamız gerekmez mi? “Çalışan anne” kavramıyla, “ev kadını” olarak tanımlanan milyonlarca kadını rencide edilmiş olunmuyor mu? Bu anneler, “ne demek çalışan anne, biz çalışan anne değil miyiz, biz oturan anne miyiz?” sorularını soracak olsalar ne cevap verilebilir? Bu projeyi gündeme getirenler, ellerini vicdanlarının üzerine koysunlar ve sorsunlar kendilerine: “Ev kadını” olarak tanımlanan hangi kadın “çalışan anne” değildir. Ve aklı, iza’anı, vicdanı olan kişi/yönetici kabul edecektir ki, annelik görevinden daha ulvi, daha aziz, daha kutsal, daha mübarek bir meslek yoktur. Ve annelik mesleğini icra eden ve “ev kadını” olarak tanımlanan bir kadın, çocuğunu bakıcıya, kreşe teslim eden “çalışan anneden” daha fazla çalışmaktadır. Bu tür uygulamalar, açık ara batıdan çok önde olduğumuz aile kurumumuzu zaafa uğratmaktan başka bir işe yaramaz. Yönetim, memleketine sevdalı olan bu aziz milleti devletinden soğutacak uygulamalardan vazgeçmeli, aile kurumunu güçlendirmek amacıyla, kadınlarımızı “ev kadını” olmaya ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı birer anne olarak kendilerinin yetiştirmesine teşvik etmelidir. Yapılacak “bakıcı yardımını” da, evde çocuklarına bakan “evde çalışan annelere” eşit şekilde verilmelidir. (Prof.Seyyid Mehmed Şen, www.dintahripcileri.com)