İslam Tarihindeki İlk Bidat: Çok Yemek!
İslam Tarihindeki İlk Bidat: Çok Yemek! Kişinin; halsiz kalıp helâk olmayacak ve orucunu tutup namazını ayakta kılacak kadar kuvvet verecek şeyleri yiyip içmesi farzdır.
Kişinin; halsiz kalıp helâk olmayacak ve orucunu tutup namazını ayakta kılacak kadar kuvvet verecek şeyleri yiyip içmesi farzdır. Bu farzı yerine getiren kimse aynı zamanda sevâp kazanır. Peygamberimiz (s.a.v.), ”Allâh (c.c.) yapılan her iyi şeye, hatta kulun ağzına götürdüğü lokma için bile sevâp verir” buyuruyorlar. Bir kimse yiyip içmeyi bırakır da sonunda kendine zarar eder ve helâk olursa, Allâh (c. c.)’a isyân etmiş olur. Doyduktan sonra, kendisine zarar vermeyecek kadar bile olsa yemek mekruhtur. İslâm tarihinde ilk meydana gelen bid’at çok yemektir.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyorlar: “Dünyada aşırı yemek yiyerek tok olanların çoğu kıyamet gününde uzun müddet aç olacaktır.” (İbn-i Mâce) Bir hadîs-i şerîfte Hz. Âişe (r.anhâ) Validemiz haber veriyor: “Resûlullâh (s.a.v.), ömründe ekmek ve zeytinyağıyla doyacak kadar yemeden vefât etti.” (Müslim)
Ebû Hüreyre (r.a.)’in rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf ise şöyledir: “Resûlullâh (s.a.v.)’in hayatı boyunca, ehl-i beyti üç gün üst üste hiç doymamıştır.” (Buhârî) Münâvî, haberde şu bilginin verildiğini bildiriyor: “Doyana kadar, tıka-basa yerseniz, kalbinizde marifet nuru söner.” Doyduktan sonra tıka basa yemek haramdır.
Ertesi gün oruç tutacak bir kimsenin, kuvvetten düşmemek için fazlaca yemek yemesi haram olmaz. Yemeğini yiyip doyduktan sonra misafiri gelen bir kimsenin, misafirin utanmaması için onunla beraber yemek yemeye devam etmesi de haram olmaz. Farz ibâdetleri ayakta yapamayacak derecede zayıf düşmeye sebep olacak kadar az yiyip içmek caiz değildir. Kendisini zayıf düşürmeyecek derecede az yemek ise mubâhtır.
(Muhammed Alâüddin, El-Hediyyetü’l- Alâiyye, s.574-575)