• 17 Kasım 2024 tarihinde yayınlandı.

    Hayatının tek gâyesi Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz Hazretlerinin sünnetine uymak ve onu ihyâ etmek olan Hz. Sâmî Efendimiz; daha önceki kitâblarda: “Kılıcı boynunda asılı Peygamber” olarak tarîf edilen (s.a.v.) Efendimize bu husûsta da ittibâ edip gazâya iştirâk ederek “Gâzî” olmuşlardı. Bu husûsu kendileri şöyle anlatıyorlardı: “Birinci Cihân harbinde Osmânlı ordusunda levâzım subayı olarak vazîfe gördüm.

  • 11 Kasım 2024 tarihinde yayınlandı.

    Rivayet olunduğuna göre Abdurrahman b. Avf (r.a.)’a ait bir ticaret kervanı Şam’dan dönüyordu. Kafile Medine-i Münevvere’nin caddelerine ulaştığı zaman çarşıda bir kımıldama ve hareketlilik meydana geldi.

  • 4 Kasım 2024 tarihinde yayınlandı.

    Selefi Salihin’in güzel bir ahlâkı sıkıntı ve belâları nimet ve rehâvete tercih etmeleri idi. Çünkü bu sayede Allâh (c.c.)’a yönelişleri sürekli oluyordu. Öyle ya, Allâh (c.c.)’u seven kendisini Allâh (c.c.)’a yaklaştıran, kendisine Allâh (c.c.)’u hatırlatan her şeyi sever. Vehb b. Münebbih (r.âleyh) şöyle diyordu:

  • 30 Ekim 2024 tarihinde yayınlandı.

    Efendimiz (s.a.v.)’in bizlere vasiyetlerinden biri, bizlerden bir şey isteyen müslüman bir kimseye karşı cimrilikle değil, el açıklığı ile davranıp, bu isteğini karşılamamız hakkındadır. Yüce Peygamberimiz (s.a.v.)’in ve onu izleyen imâmların ahlâk ve sıfatları ile ahlâklanmak, ancak böyle mümkün olur.

  • 24 Ekim 2024 tarihinde yayınlandı.

    Sultan Fatih’in memleketi teftiş için görevlendirdiği iki papaz dolaşmaya devam ederler: İznik’te bir adam, kendisine bir tarla satan şahsı, şöyle bir sebepten dolayı dâvâ etmektedir.

  • 23 Ekim 2024 tarihinde yayınlandı.

    Fatih Sultan Mehmet Hân, İstanbul’u aldıktan sonra bir gün şehirde dolaşırken mahzen gibi bir yerden inilti sesleri duyuyor. Adamları oraya gidince perişan vaziyette iki papaz ile karşılaşıyorlar. Niçin hapsedildiklerini soruyorlar.

  • 18 Ekim 2024 tarihinde yayınlandı.

    Resûlullâh (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: “Vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz!..” (Buharî) Meclisde hazır bulunanlar tarafından: “Yâ Resûlallah (s.a.v.)! bu iman etmiş olmayan kimdir?” diye soruldu.

  • 13 Ekim 2024 tarihinde yayınlandı.

    Hadis-i şerifte, Server-i Enbiyâ (s.a.v.) Efendimiz’in “ecvedü’n-nâs (insanların en geniş kalplisi)” olduğunu bildirilir.

  • 29 Eylül 2024 tarihinde yayınlandı.

    Enes ibni Mâlik (r.a.) şöyle dedi: “Bir Yahudi kadın, üzerine zehir sürülmüş bir koyunu kebap yaptı, Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’e getirdi.

  • 25 Eylül 2024 tarihinde yayınlandı.

    Ebû Hüreyre (r.a.) Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu söyledi: “Mü’min, kardeşinin aynasıdır. Mü’min, mü’minin kardeşidir. Onun zarar görmesini önler; onu arkasından koruyup kollar.”

  • 19 Ağustos 2024 tarihinde yayınlandı.

    Allâh Resûlü (s.a.v.) zamanında zarûret ve ihtiyaç kuvvetliydi. İnananlar fakirdi ve dışarı çıkmak için şiddetli ihtiyaç duyarlardı. Fitne ihtimali de zayıftı. Çünkü insanlarda salâhat ve takvâ ağır basardı.

  • 30 Temmuz 2024 tarihinde yayınlandı.

    Kitap yakma geleneği, Avrupalıların tarihlerinde karanlık bir perdedir.

  • 20 Temmuz 2024 tarihinde yayınlandı.

    Resûlullâh (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivâyet olunur: “Kocasına itaat eden kadın için kocası ondan razı olduğu sürece havadaki kuşlar, sudaki balıklar, gökdeki melekler, güneş ve ay istiğfarda bulunurlar.

  • 14 Temmuz 2024 tarihinde yayınlandı.

    Kim helâk edici büyük günâhlardan sakınırsa, diğer günâhları affedilir ve onun İslâm binasının beş temel farzını yerine getirmesinden dolayı ayrıca sevap yazılır. Çünkü İslâm’ın temelini oluşturan farzlar (kelime-i şehadet, namaz, zekat, oruç ve hac) ile büyük günâhlar; biri diğerini takip eden, birbirine karşı üstünlük sağlamaya çalışan, etki ve büyüklükte birbirine denk olan iki hasım gibidir.

  • 11 Temmuz 2024 tarihinde yayınlandı.

    Abdullah ibni Ömer (r.a.)’dan rivâyet edildiğine göre, Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Hepiniz bir tür çobansınız; hepiniz hangi görevi üstlenmişseniz, ondan sorumlusunuz. Devlet reisi de bir tür çobandır ve yönettiklerinden sorumludur.

  • 9 Temmuz 2024 tarihinde yayınlandı.

    İslâm dîninin sünnetlerinden biri de, duâdır. Resûlullâh (s.a.v.): “Duâ ibâdettir” buyurmuştur. Duâ ibâdetin özü ve mü’minin silâhıdır. İbn-i Abbâs (r.a.) rivayeti ile Resûlullâh (s.a.v.): “Dikkat ediniz! Düşmanınızdan kurtulmanız, bol rızka kavuşmanız için size gece gündüz duâ etmenizi tavsiye ediyorum. Çünkü duâ mü’minin silâhıdır” buyurmuştur.

  • 1 Temmuz 2024 tarihinde yayınlandı.

    Müslüman bütün engellemelere rağmen Nebi (s.a.v.)’in gösterdiği istikâmette ilerlemek durumundadır. Müslümanları bu yoldan saptırmak için yenilikçiler ortaya çıkmakta ve kendilerince alternatif yollar türetmektedir.

  • 27 Haziran 2024 tarihinde yayınlandı.

    Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.)’den Mürre el-Fihrî (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ben ve yetimi himâye eden kimse, şu iki parmağın birbirine yakınlığı gibi cennette yan yana olacağız.” Tâbiînden Ebû Bekir ibni Hafs (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Abdullah ibni Ömer (r.a.), sofrasında bir yetim olmadan yemek yemezdi.

  • 25 Haziran 2024 tarihinde yayınlandı.

    Kadın kocasına itaat etmek, onun hoşnutluğunu kazanmakla mükellef olduğu gibi koca da kadına iyi davranmak, ona acımak, nahoş davranışlarına sabır göstermek, nafakasını vermek, ona karşı güzel davranmakla mükelleftir.

  • 24 Haziran 2024 tarihinde yayınlandı.

    Cenâb-ı Hâkk Ayet-i Kerime’de “Mü’minler, Rabblerinden olan bir hidayet üzeredirler ve işte onlar, kurtulmuşların ta kendileridirler.” (Bakara s. 5) buyurur. Bu ayette geçen Müminlerin hidayet üzere olduklarına dair sözün hakikâti, onların delilin gereğine sımsıkı sarılmalarıdır.

  • 16 Haziran 2024 tarihinde yayınlandı.

    İnsanların bayrâm namâzı kılınan yere toplanmalarından ibret almalı, kabirlerinden kalkıp herbiri bir hâlde akın akın mahşer yerine gidip toplanmayı göz önüne getirmelidir. Mu’az bin Cebel (r.a.) diyor ki: Resûlullâh (s.a.v.)’den Nebe’ Sûresi, on sekizinci Âyet-i Kerîme’sini: “Sûrun üfürüldüğü gün akın akın gelirsiniz” suâl ettim: “Yâ Mu’az! Büyük bir işten sordun” buyurdular. Gözleri yaşardı.