Hz. Ömer (r.a.)’in halife seçimini kendilerine bıraktığı altı kişilik grup bir araya gelerek istişârede bulundular. Bunlardan Abdurrahman b. Avf (r.a.): “Ben bu hususta sizinle yarışa girecek değilim; yani halifelik falan istemiyorum. Eğer isterseniz içinizden birini halife seçebilirim.” dedi. Bunun üzerine diğer beş kişi bu hususta Abdurrahman b. Avf (r.a.)’e yetki verdiler. Bundan sonra halk, Abdurrahman b. Avf (r.a.)’in yanına gidip gelmeye ve ondan bilgi almaya başladılar. Halktan hiç kimse bu şûra üyelerini rahatsız etmiyor; sadece sabahları Abdurrahman b. Avf (r.a.)’e koşup gece yapılan toplantı hakkında ondan bilgi ediniyorlardı. Bu durum Hz. Osman (r.a.)’e biat edilen gecenin sabahına kadar böyle devam etti. Abdurrahman b. Avf (r.a.) o gece hiç uyumadı. Zübeyr (r.a.) ve Sa’d (r.a)’i çağırdı ve onlarla konuştu. Sonra Hz. Ali (k.v.)’yi çağırıp şafak sökünceye kadar onunla konuştu. Hz. Ali (r.a.)’den sonra Abdurrahman b. Avf (r.a.) Hz. Osman (r.a.)’i çağırdı ve müezzin sabah ezanını okuyuncaya kadar da onunla konuştu. Sabah namazını kılan halk, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in mescidinde, minberin yanında toplandı. Abdurrahman b. Avf (r.a.) o sırada Medine’de bulunan diğer Ensar ve Muhâcirleri de çağırttı. Ayrıca ordu kumandanlarını da oraya getirtti. Bunların hepsi o sene Hz. Ömer (r.a.)’le birlikte haccetmek için gelmişlerdi. Herkesin toplandığına kanaat getiren Abdurrahman b. Avf (r.a.) şehâdet getirerek kalktı ve Hz. Osman (r.a.)’in elinden tutarak “Allâh’ın ve Resûlü’nün ve ondan sonra gelen iki halifenin sünneti üzerine sana biat ediyorum!” dedi. Onun bu şekildeki biatından sonra Muhâciriyle, Ensarıyla, ordu kumandanlarıyla tüm müslümanlar da kalkarak Hz. Osman (r.a.)’a biat ettiler. (Yusuf Kahdehlevî, Hayat’üs-Sahâbe, c.1, s.251-252)