Hilm, Yumuşak Huyluluk İle Güzelleşmek

Hilm, Yumuşak Huyluluk İle Güzelleşmek adlı yazımızda hilmin, kızgınlığı mükerrer bir şekilde yutmak suretiyle kazanıldığı ve Hilm, Yumuşak Huyluluk İle Güzelleşmenin neticesinin güzelliği ve sevâbının büyüklüğü anlatılmaktadır.

Hilm, kızgınlığı yutmaktan daha üstün bir erdemdir. Çünkü halîm olan kimsede yüzün değişmesi gibi kızgınlık belirtileri de görülmez. Hilm iki türlüdür. Birincisi, Allâh(c.c.) vergisi olan hilmdir. Bu hilm, hazır bir hazine sahibi olmak gibidir. Bunun için yapılacak şey, Allâhü Te’âlâ’ya şükretmekten ibarettir. Allâh Resûlü (s.a.v) bir sahâbiye, “Allâhü Te’âlâ sana sevdiği iki huy olan hilm ve acelesizlik vermiştir” dedi. Sahâbi de, “Bana bu huyları veren Allâhü Te’âlâ’ya hamd olsun.” dedi. İkincisi ise, sonradan kazanılan hilmdir. Bu hilm, kızgınlığını mükerrer bir şekilde yutmak suretiyle kazanılır. Bu şekilde hilm kazanmak akla karayı seçmek gibi zordur; ancak neticesi güzel ve sevâbı büyüktür. Allâh Resûlü (s.a.v) bu konuda şunları söylemiştir:

“İlim öğrenmekle hilm, kızgınlığı yutmakla kazanılır.” (Taberanî) “Yüceliğe talip olun. Onu kazanmanın yolu ise, uzaklaşan akrabaya yaklaşmak (ona karşı sıla-i rahim yapmak), vermeyene vermek ve câhillik yapana hilm göstermektir.” “Hayâ ve hilm peygamberlerin huylarındandır.” (Hâkim) “Bir adam, “Allâh’ım! Benim sadaka verecek malım yoktur. Bana yapılan haksızlıklara karşı hilmimi benim için sadaka olarak kabul et.” diye duâ etti ve duâsı bu şekilde kabul edildi.” (Beyhakî)

“Bir kimsede üç fazîlet yoksa o kimse boştur. Bu fazîletler sahibini günâhlardan koruyan takvâ, kavgalardan koruyan hilm ve muamelelerde gösterilen güzel ahlâktır.” (Taberanî) “Bir taife, kendilerinden hesap sorulmadan cennete gönderilirler. Cennet kapısında onları karşılayan melekler, amellerinin ne olduğunu sorarlar. Bunlar şöyle derler: “Bize zulmedildiği zaman sabrederdik, sonra da affederdik; bize karşı câhillik yapıldığı zaman da hilm gösterirdik.” (Beyhakî) “Allâh’ım! Beni ilimle zenginleştir, hilmle güzelleştir, takvâ ile şereflendir, afiyetle nimetleridir.”

(İmâm-ı Gazâlî, İhyâ-u Ulûmi’d-dîn, 3.c., 384-402.s.)