Nebî (s.a.v.) Allâh (c.c.)’u çok zikredenlerin hesapsız cennete gireceğini söylemişlerdir. Bunlar Azhâb Sûresi’nde de Allâh (c.c.)’u çokça zikreden kadın ve erkekler olarak geçmektedir. Hayatı boyunca Allâh (c.c.)’u unutmadan yaşayan ve Hâkk Teâla hazretlerinin Müzzemmil Sûresi’nde beyân ettiği üzere gece teheccüd namazına kalkıp, hanımını da kaldırıp teheccüd namazını kılıp, Cenâb-ı Hâkk’ı zikirle meşgul olan kişilerdir. Allâh (c.c.) hepimizi kalbini tasfiye ve nefsini tezkiye edip, kendisini unutmadan, her daim kendisinin huzurunda olduğumuzu bilerek, onu görürmüşcesine ibâdet eden kulları zümresine dâhil eylesin. Böyle olunca Allâh (c.c.); “Rahman’ın kulları, cahillere rastladığında “Selâmet üzerine olsun.” derler, geçer giderler.” (Furkan s. 63) buyuruyor. Yani neticede insan o seviyeye erişince cahilin söylediğine cevâp bile vermez. Allâh (c.c.) rızasından ayırmasın ve sırât-ı müstakimden ayırmasın. Hepimize Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat itikâdı üzere yaşayıp öyle ölmeyi nasip eylesin. Resulullah (s.a.v.) “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak. Bunlardan yetmiş ikisi dalâlettedir, birisi hidâyet üzeredir.” (Ebû Davud) buyurmuşlardır. Orada bulunan Sahâbe-i Kirâm “Onlar kimlerdir Ya Resulullah?” diye sorunca Nebi (s.a.v.) “Benim ve Ashâbımın yolunda bulunanlardır.” buyurmuşlardır. Allâh (c.c.) hepimize Nebi (s.a.v.)’in, Sahâbe-i Kirâm (r.a.e.)’in ve o sahabeyi bize anlatan âlimlerin yolunda olmayı nasip eylesin. İslâm düşmanlarının dediği gibi bu din ulemânın dini değildir; bu din Allâh (c.c.) ve Resûlü (s.a.v.)’in dinidir. Ulemâ bu din için hayatlarını fedâ etmiş insanlardır. Bizim onların hepsini tâzimle anmamız ve onların yanında komutanı yanında bulunan asker gibi olmamız gerekmektedir. (Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler-2, s.34-35)

Bir Yorum Bırak