11. Hayızlı veya lohusa bir kadın farz, vacip, sünnet, nafile hiçbir namaz kılamaz, tilâvet veya şükür secdesi yapamaz. Bunların edâlarını yapması gerekmediği gibi, daha sonra kazâlarını da yapması gerekmez. Buna rağmen vakit girdiği zaman abdest alıp namazını edâ edebileceği kadar oturup tesbih ve duâ ile meşgul olması müstehâptır.
12. Farz veya nafile hiçbir oruç tutamaz. Farz olan orucu daha sonra kazâ etmesi gerekir. Gündüz vaktinde bir an dahi kan görecek olsa, velev ki akşam vakti girmeden az önce görmüş olsun, tutmuş olduğu oruç fasit olacaktır. Tutmuş olduğu bu oruç nafile olsa bile daha sonra onu kazâ etmesi gerekir. Çünkü nafile oruca başlamasıyla birlikte onu tamamlamak üzerine vacip olmuştur. Sünnet veya nafile namaz hakkında da hüküm böyledir. Farz namaza başladığı anda hayız olsa daha sonra onu kazâ etmez. Zira farz namaz başlamakla değil, Allâhü Teâlâ’nın farz kılmasıyla gerekli olmuştur.
13. Belirli bir günü oruç tutmayı ya da o günde iki rekât namaz kılmayı nezreden (adayan) bir kadın, o gün hayız olacak olsa daha sonra kazâ etmesi gerekir.
14. Kabirleri ziyaret etmesi caizdir.
15. Kâbe’yi tavâf edemez.
16. Günümüzde sa’y yapılan alana (Safâ-Merve arasına) giremez. Zira önceki fakihler, mescit dışında olduğu için bu alana girebileceğini söylemişlerdir. Fakat günümüzde bu yer mescide ilhâk olmuştur.
17. Hayız veya nifas kanı kesildikten sonra gusül alması vaciptir. Gusül alma imkânı yoksa teyemmüm alması vaciptir. Anlatılan bu hükümlerde hayız gören kadınla lohusa olan kadın arasında herhangi bir fark yoktur. (Suâlli-Cevâplı İslâm Fıkhı, c.1, s.350-351)