Göz afetlerinden birisi, lâyık olmayan yerlere hâince bakmaktır. Hâince bakıştan hemen kalbe fenâ tesirler gelir, çok büyük fesâda, tehlikeli veyâ öldürücü günâhlara sebep olur. Çünkü şeytân fırsat bulur. İşte böyle hikmetlere dayanak ve Mü’minlere büyük bir rahmet olmak üzere Allâh (c.c.) buyuruyor ki: “Mü’min erkeklere söyle, gözlerini harâmdan sakınsınlar ve mahrem yerlerini muhâfaza etsinler. Bu, onlar için daha temizdir. Muhakkâk ki Allâh, onların bütün yaptıklarını bilir. Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini harâmdan sakınsınlar ve mahrem yerlerini muhâfaza etsinler. Ziynetlerini, açıkta olanlar hâriç teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine çeksinler. Ziynetlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, kendi oğullarından, kocalarının oğullarından, kardeşlerinden, kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, müslümân kadınlardan, sağ ellerinin mâlik olduğundan, âciz erkek hizmetçilerinden yâhûd kadınların çıplaklığına henüz ilgi duymayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Onlar gizli ziynetlerinin bilinmesi için ayaklarını da vurmasınlar. Ey Mü’minler, hepiniz tevbekâr olarak Allâh’a dönün ki felâh bulasınız.” (Nûr s. 30-31) Resûlullâh (s.a.v.) buyuruyor ki: “Herhangi bir müslim, güzel bir görünüşe (veyâ güzel bir kadına) bakar, sonra görüşünü ondan çevirirse, Allâh o kimse için çok ibâdet meydana koyar, o ibâdetlerin halâvetini (tatlılığını) onun kalbine yerleştirir.” Bir başka hadîste ise Resûlullâh (s.a.v.): “Her göz, kıyâmet gününde (göreceği azâb ve eziyetten ötürü) ağlayıcıdır. Ancak, Allâh’ın harâm kıldığı şeylerden sakınan göz, Allâh yolunda nöbet bekleyerek memleket bekçiliği yapan göz ile Allâh korkusundan sinek başı kadar yaş çıkaran göz bundan müstesnâdır” buyurmaktadır. (A. Kemaleddin Üstün, , s.320-323)