Kur’ân-ı Kerîm’de zekâtın verilebileceği kimseler yani zekât alması caiz olan kimseler sekiz sınıf olarak zikredilmiştir. “Sadakalar (zekâtlar), Allâh (c.c.)’dan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allâh (c.c.) yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allâh (c.c.), hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe s. 60)
Yolcular hakkında birtakım kolaylıklar ve ruhsatlar gösterilmiştir. Şu uygulamalar bu kolaylıklardandır: Ramazân ayında yolculuk hâlinde bulunan kimse için, orucu sonraya bırakmak mübâhtır. Misafirler (yolcular) için mestler üzerine mesh üç gün üç gecedir. Misafir dört rekatlı farz namazlarını iki rekat olarak kılar. Biz Hanefî’lerce, misâfirin böyle namazını kısaltması gerekir. Buna aykırı olarak bu farzların dört rekat olarak kılınması mekrûhtur.
Kadın erkek ilişkileri konusunda insanın mutluluğunu getiren tek sistem İslâm’dır. Çünkü onun hükümlerini, insanın ve âlemlerin Yüce Yaratıcısı olan Allâh (c.c.) koymuştur.
Kurbân Bayramı’nın ârefe gününün sabah namâzından itibâren bayramın dördüncü gününün ikindi namâzına kadar yirmi üç vakit farz namâzlardan sonra bir def‘a: “Allâhü ekber, Allâhü ekber, Lâilâhe illâ’llâhu va’llâhu ekber, Allâhü ekber ve li’llâhi’l hamd” diye tekbîr alınır ki, buna (teşrîk tekbîri) denir. Teşrîk tekbîrleri, âlimlerin birçoğuna göre vacîbdir.
Namazın içinden olan altı farz şunlardır: İftitah Tekbiri; niyetin hemen arkasından elleri kaldırırken “Allâhü Ekber” diyerek yapılır. İmâm, “Allâhü Ekber” sözünü bitirmeden önce, uyan kişi “Allâhü Ekber” sözünü bitirse, namaza başlamış olmaz.
Zekât nisabı kişiyi zengin kılar ve ona bazı mükellefiyetler yükler. Nisap miktarından daha az malı olanlar zengin sayılmazlar ve onların bu malları nisâbı bulana kadar asli ihtiyaç olmakta devam eder.
Zekâtın kime hangi şartlarda, hangi mallarda ve kimlere nasıl verileceği fakihler tarafından geniş bir şekilde anlatılmış konulardır. Bunların tafsilatına girmeden evvel bazı noktaları açığa kavuşturmak hem zekâtın hem de bu şartların daha iyi anlaşılır olmasına yardımcı olacaktır.
Hz. Peygamber (s.a.v.): “Teyemmüm, biri yüzü, diğeri dirseklere kadar kolları mesh etmek için elleri iki defa toprağa vurmaktır” buyurmuştur. Teyem-müme başlarken iki el yere vurulur ve teyemmüme niyet edilir. İki el ile bütün yüz mesh edilir. Eller ikinci defa yere vurulur. Bu defa sol el parmaklarının arkası ile sağ el ve kolun içi, yine sol elin avuç içi ile sağ el ve kolun dışı mesh edilir. Daha sonra bu işlem sağ el vasıtasıyla, sol kol için tekrarlanır.
Fıkhî Mezheplerin Önemi Fıkhî Mezheplerin Önemi başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz. […]
Kadınların Cemaate Gelmeleri Gerekir mi? Kadınların Cemaate Gelmeleri Gerekir mi? […]
Guslün Maddi ve Manevi Faydaları Guslün Maddi ve Manevi Faydaları. […]
Gerçek Huzûr Allâh (c.c.)’un Hükümlerine Uymakladır Gerçek Huzûr Allâh (c.c.)’un […]
Hanefi Mezhebi’nin Temeli Kur’an ve Sünnettir Hanefi Mezhebi’nin Temeli Kur’an […]
İmamı Rabbani (k.s.): Fıkıh İlmine Sarılınız! İmamı Rabbani (k.s.): Fıkıh […]
Alışveriş Adabı Alışveriş Adabı başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz. Tüccar için […]
Sıhhati Yerinde Olmayanlar Namazı Nasıl Kılmalı? Sıhhati Yerinde Olmayanlar Namazı […]
İnsan Bir Sözle Dinden Çıkabilir İnsan Bir Sözle Dinden Çıkabilir […]
Mahşer Sabahının Dehşeti Mahşer Sabahının Dehşeti başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz. […]
Peygamber (s.a.v.) Kuran-ı Kerim’i Tefsirde Tek Otoritedir Peygamber (s.a.v.) Kuran-ı […]