Ezan Okuyana İcabet Edilir

Ezan Okuyana İcabet Edilir. Ezan okuyan kişinin ezanına, sünnete göre icâbet edilmesi gerekmektedir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in sünnetine karşı terbiye ve edep dairesinde müezzinin söylediklerini söylemeliyiz.


Efendimiz (s.a.v.)’in bizlere emanet ettiği emir ve vasiyetlerinden biri de; ezan okuyan kişinin ezânına, sünnete göre icâbet edilmesi lüzûmudur. Başka ve boş şeylerle, mânâsız hareket ve sözlerle kendimizi oyalamayarak, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in getirmiş olduğu sünnete karşı bir terbiye ve edep dairesinde müezzinin söylediklerini söylemeliyiz.
Yapılması icâb eden her sünnetin, kendine göre bir özelliği, vakti ve saati vardır.


Meselâ müezzine icâbet etmenin vakti vardır, ilim öğrenmenin vakti vardır, tesbih çekmenin, Kur’ân tilâvetinin vakti vardır. Bizlerden Fatihâ istenildiğinde bunun yerini tevbe ve istiğfara bırakmayalım. Tesbih vakti yerini rükû ve secde yerine çevirmeyelim. Kur’ân tilâvet vaktini, kelime-i şehâdet vaktiyle değişmeyelim. Böylece sırasınca her şeyi vaktinde yapalım; bu böyledir ve böylece bilinmelidir.

“Şayet müezzinin sesini duyarsanız, o ne söylerse siz de onu söyleyin, ondan, sonra bana salât ve selâm getirin; kim ki bana bir kez salât ve selâm getirirse Hâkk Te‘âlâ o kişiye on kez salât ve selâm göndermiş olur. Daha sonra da benim için vesile (derecesini) isteyiniz.” buyurulmuştur. (Buharî)


Ezan sesini duyan kimse “Ey Allâh’ım, ey bu faydalı namaz ve bu davetin sahibi Rabbim! Muhammed’e salât ve selâmlar eyle; bir daha kızmayacak şekilde bizden hoşnut kal.” diye duâda bulunursa, Hakk Te‘âlâ bu duâsını kabûl eder.” (Taberanî)


“Kim ki müezzinin sesini duyar, dediğini aynen tekrarlarsa, onun gibi ecir ve sevap kazanmış olur.” (Ebû Davûd)

(İmâm Şa’rânî, El-Uhûdu’l Kübrâ, 77-78.s.)