Cenâb-ı Hâkk ayet-i kerimede şöyle buyurur: “Meyve verirken ve olgunlaştığı zaman herbirinin meyvesine bakın. Kuşkusuz bütün bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.” (En’am s. 99) Meyvelere sadece bir göz atmamız bile bizlere Allâh (c.c.)’ın yaratma mucizesinin boyutlarını gösterecektir. Yediğimiz bütün bu nimetleri Allâh (c.c.) bizler için yaratmıştır. Kimisinin içerisini yer, kabuğunu atarız. Kimisini kolayca soyarız. Kimisinin kabuğu sert olduğu için kırarız. Kimi meyvelerin de sadece suyunu sıkıp alırız. İşte böylece meyveler üzerinde Allâh (c.c.)’un yaratma mucizesini müşâhede etmiş olmaktayız. Allâh (c.c.) bu mucizeleri iyice incelememizi, bunların üzerinde düşünmemizi ve hak olduğunu anlamamızı istiyor. Niçin? Çünkü müşteriyi aldatmak isteyen bir satıcı malının iyice incelenmesinden hoşlanmaz. Meselâ kumaş almak için bir manifaturacıya girdiğimizde beğendiğimiz kumaş şayet kusurlu ise satıcı onu bize vermek istemez. Bizim iyice düşünmemizi ister veya kumaştaki kusuru gizlemek için dikkatimizi başka tarafa çekmeye çalışır. Aksine şayet kumaş çok kaliteli ve kusursuz ise satıcı iyice düşünmemizi, tekrar tekrar kumaşa bakmamızı ister. Satıcının amacı kumaşın kalitesini anlayıp, kaliteli olduğunu hissetmemizdir. Cenâb-ı Hâkk da evrende yarattığı hak olan ayetler üzerinde düşünmemizi istemektedir. Bu deliller üzerinde ne kadar çok düşünürsek, Allâh (c.c.)’un evrendeki mucizeleri hakkındaki bilgimizde o oranda artar. Evrendeki bütün ayetler yaratıcının kudretini ispatlayan delillerdir. (Muhammed Mütevelli Şaravî, Kuran’da Kıyâmet Sahneleri, s.34-35)