Cennet ehli cennete, cehennem ehli de cehenneme girdiğinde Resûlullâh (s.a.v.) ve mü’minler, Allâh (c.c.)’a yönelirler ve derler ki: “Ey Rabbimiz! Bu kardeşlerimiz dünyada iken “La ilâhe illallâh” diyorlardı, bizimle beraber oruç tutuyorlar ve bizimle birlikte namazlarını edâ ediyorlardı. Böyle iken onları günâhları sebebiyle cehenneme attın.” Allâh (c.c.) onlara cevâben: “Gidiniz ve oradan tanıdıklarınızı çıkarınız” der. Mü’minler giderler ve suretlerinden tanıdıklarını oradan çıkarırlar ve şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bize emrettiğin kimseleri oradan çıkardık. Orada artık tanıdığımız kimse kalmadı.” Allâh (c.c): “Kalbinde bir dinar ağırlığında imânı olan kim varsa gidin oradan çıkarın” der. Onlar da gider ve çıkarırlar. Allâh (c.c.): “Kalbinde hardal tanesi ağırlığında imânı olan kim varsa gidin oradan çıkarın” der. Onlar da gider çıkarırlar. Daha sonra onları hayat nehrine atarlar ve yeniden hayat bulmalarını sağlarlar. Resûlullâh (s.a.v.) cehennemden en son olarak çıkarılıp cennete girecek olan kimseyi de bizlere haber vermiştir. İbn-i Mes’ud (r.a.)’den rivayetle Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cehennemden en son olarak çıkarılıp cennete konulacak kişi o kimsedir ki, cehennemden emekleyerek çıkar, gah yürür gah tökezler, gah cehennemin rüzgarı derisini yalar geçer. Ne zaman ki cehennemi tamamen gerisinde bırakır dönüp ona bir nazar eder ve şöyle der: “Beni senden kurtaran Allâh (c.c.) yüceler yücesidir. Kuşkusuz Allâh, evvelkilerden ve sonrakilerden hiç kimseye vermediğini bana vermiştir.” Bir menzileden başka bir menzileye geçe geçe sonunda en son Cennet’e girenlerden olur.” (Müslim) (Muhammed Mütevelli Şaravî, Kur’ân’da Kıyâmet Sahneleri, s.183-184)