Berât Gecesi

Berât Gecesi başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Hz. Alî (r.a.)’den rivâyetle Resûlullâh (s.a.v.): “Allâhü Teâlâ (yani Allâh (c.c.)’un râhmeti) Şa’ban’ın on beşinci gecesi birinci kat göğe iner. Müşrik, bid’at ehli, sıla-i râhim yapmayan (akrabası ile alâkasını kesen) ve zina yapan kadınlardan başkasını mağfiret eder” buyurdular.
Nebî (s.a.v.) buyurdular ki: “Şa’bân’ın on beşinci gecesi olduğu zamân o geceyi ibâdetle ihyâ ediniz. Gündüzünü de oruçla geçiriniz. Çünkü Allâh (c.c.), o gece güneş doğuncaya kadar dünya alemine râhmet nazarı ile tecelli eder. Ve buyurur ki: Yok mu istiğfâr eden, mağfiret edelim? Yok mu rızık isteyen, rızıklandıralım? Yok mu dert ve musibete uğrayan, şifâ verelim? Daha ne gibi dilekleri olanlar varsa istesinler verelim.”
Cebrâil (a.s.), Resûlullâh (s.a.v.)’e “Yâ Muhammed (s.a.v.)! Bu gece duâya çok çalış. Zîrâ bütün ihtiyaçlar gerçekten bu gece görülecektir.” buyurmuştur.
Hadîs-i şerîfte: “Şa’ban’ın on beşinci gecesinde Allâhü Teâlâ’nın kulları üzerine râhmeti zuhur edip (ortaya çıkıp), mü’minleri mağfiret eder, kâfirlere ise mühlet verir. Kin ve hâsed sahibi olanları, bu sıfatlarını terk edinceye kadar kendi hallerinde bırakır” buyurulmuştur.
İkrime (r.a.) der ki, Şa’ban’ın on beşinci gecesinde, Allâhü Teâlâ, gelecek sene o geceye kadar bir senelik işleri tedbîr, takdîr ve ta’yîn eder. O yıl içinde ölecek olanların isimleri yaşayanlar defterinden, ölüler defterine geçirilir. O sene hacca gidecek olanlar yazılır. Berât gecesi, hüküm, kazâ, gadâb ve rızâ gecesidir. Berât gecesi red veya kabul, kavuşamamak ve kavuşmak, saâdet ve şekâvet gecesidir. Berat gecesinde birisi saîd, diğeri baîd (uzak) olur. Birisi mükerrem, diğeri mahrûm olur. Hazırlanmış kefenler vardır; sâhibleri ise çarşılarda işle meşgûllerdir. Çok kazılmış kabirler vardır, sâhibleri ise sevinç ve gururdadırlar. Çok gülen ağızlar vardır, sâhibleri pek kısa zamanda göçücüdür.
(Hz. Seyyid Abdulkâdir-i Geylânî (k.s.), Gunye’tü-tâlibîn, s.282-287)