El-Berâ’ İbn Âzib (r.a.)’den nakledildiğine göre o şöyle der: “Resûlullâh (s.a.v.)’in bir bayram namazı hutbesinde; “Biz işte bu günümüze ilk olarak namazla başlarız sonra dönüp kurbanlarımızı keseriz. Kim bu şekilde hareket ederse şüphesiz bizim sünnetimize uygun davranmış olur” buyurduğunu işittim. Enes İbn Mâlik (r.a.)’den nakledilmiştir: “Resûlullâh (s.a.v.), birkaç hurma yemeden, Ramazan bayramı namazı için namazgaha gitmezdi.” Ramazan Bayramında bayram namazından önce hurma gibi tatlı bir şey yenilmesi, Kurban Bayramında ise bayram namazından önce bir şey yenilmemesi müstehaptır. En sahih görüşe göre, bu hususta kurban kesecek kimse ile kesmeyecek kimse müsavîdir (eşittir). Kurban kesecek kimsenin keseceği kurban etiyle yemeğe başlaması daha uygundur. Bununla beraber namazdan önce bir şey yenilmesi de mekruh değildir. Bayram günlerinde müslümanların birbirini tebrik etmesi, birbirleriyle musafaha yapması, birbirlerine “Gaferallâhü lena veleküm” yani “Allâhü Te’âlâ bizi de sizi de mağfiretine nail buyursun” veya “tekabbelellâhü Te’âlâ minna ve minküm” yani “Allâhü Te’âlâ bizden ve sizden kabul buyursun” gibi bir şekilde duâda bulunması menduptur. Bayram günü cami-i şerife bir sükûn ve vakar ile gidilir, namaza giderken Ramazan Bayramı’nda gizlice, Kurban Bayramı’nda da açıkça tekbir alınması, namazdan sonra da mümkünse başka bir yoldan ikametgâha dönülmesi menduptur. Kurbanın kesilme zamanı, nahr (bayramın birinci, ikinci ve üçüncü) günleridir. Fakat birinci günde kesilmesi daha fazîletlidir. Kurbanlar, bayram namazı kılınan şehir gibi yerlerde, bayram namazı kılındıktan sonra, bayram namazı kılınmayan yerlerde ise bayram gününün fecrinden sonra kesilir. İlk vakti budur. Kurbanı geceleyin kesmek tenzihen mekruhtur. Ramazan bayramının ilk günü ve Kurban bayramının dört gününde oruç tutmak mekruhtur. (Ömer Nasûhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, s.180-183)