Ashabı Kiram’ın Hepsi Hak Üzeredir
Ashabı Kiram’ın Hepsi Hak Üzeredir başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Geçmiş ulema Resûlullâh (s.a.v.)’in Ashâbı (r.a.e) arasında geçen olaylar hakkında uzak durmak, dilleri onlara kusur ve eksiklik içeren sözlerden temiz tutmak görüşündedirler. İbn Kudame el-Makdisî, Lum’atu’l-İtikad adlı eserinde der ki; “Sahabelerin kötülüklerinden ve onların arasında geçenlerden bahsetmekten uzak durmak, üstünlüklerine inanmak ve önceliklerini tanımak sünnettendir.”
Ahmed, Müsedded bin Müserhed’e şöyle bir mektup yazmıştır: “Resûlullâh (s.a.v.)’in Ashâbı (r.a.e.)’in kötülüklerinden bahsetmekten uzak durup fazîletlerini anlatın. Onların arasında geçenlerden kendinizi tutun. Dinin hakkında hiçbir bid’atçi ile istişare etme ve onunla beraber yolculuk yapmayın.”
Ahmed (r.âleyh), Abdus bin Malik’e sünnetin esâsları hakkında şunları yazmıştır: “Şunlar sünnetin esaslarındandır; Resûlullâh (s.a.v.)’in sahâbelerinden birine kusur bulan, ona buğzeden veya kötülüklerinden bahseden kişi, onların hepsine karşı hürmet edip kalbini onlara karşı selim tutuncaya kadar bid’atçidir.”
el-Eşari, el-İbâne’de der ki; “Ali, Zübeyr ve Âişe (r.a.e.) arasında geçenlere gelince, bu ancak onların içtihat ettiklerine yorumlanır. Âli (r.a.) imâmdır, hepsi de içtihâda ehildir. Peygamber (s.a.v.) onların cennetlik ve şehit olduklarına şahitlik etmiştir. Bu onların hepsinin de içtihatlarında hak üzere olduklarını gösterir. Aynı şekilde Ali ile Muaviye (r.a.e.) arasında geçenler de böyle olup içtihat etmiş olmalarıyla yorumlanır. Sahâbelerin hepsi de güvenilir olup, dinde ithâm edilemezler.”
Kadı İyaz, Sahih-i Müslim şerhinde şöyle der; “Muaviye (r.a.), sahâbenin adâletlilerinden ve fazîletlilerindendir. Onunla Ali (r.a.) arasında meydana gelen savaşlar ve sahabeler arasında geçenler, içtihat ile yorumlanır. Hepsinin de isabetli hareket ettiğine itikad edilir.”
(İbnu Hacer el-Askalânî, el-İsabe (Seçkin Sahabeler), s.29-30)