Allah’ın Kuluna İkramı
Allah’ın Kuluna İkramı. Allah-u Teala’nın cennete ki ikramı ile ilgili yazımızı istifadenize sunuyoruz.
İbn Mes’ud (r.a.)’dan rivâyet edilmiştir. İnsanlar, toptan sırata varırlar. Onların sırata varmaları cehennemin çevresinde kıyama durmalarıdır. Bundan sonra derecelerine göre, sırattan geçerler. Onlardan bir kısmı şimşek gibi geçer; diğer bir kısmı, yel gibi geçer. Onlardan bir kısmı, kuş gibi uçar. Sırattan yarış atı hızında gidenler de vardır. Hecin devesi hızında gidenler de vardır. Normal insan yürüyüşü ile gidenler de… Bir kısmı da ayak parmağı ucu kadar yürür. Sırat işi, bu en yavaş yürüyen kimsenin geçişi ile tamam olur. Sırat kaygandır; ince kılıç gibi keskindir. Dikenlidir, deve dikenleri gibidir. Sırattan, yürüyerek selâmetle geçenler olduğu gibi, oradan yaralı kurtulanlar da vardır. Cehenneme düşenler de vardır.
Bu sırada melekler şöyle yalvarırlar: “Kurtar; Allâhım kurtar.” Onlardan biri, sıratı geçer ki, bu cennete girenlerin sonuncusudur. Sıratı geçince, ona cennetten bir kapı açılır, ilerideki makamı, kendisine gösterilmez. Derki: “Yâ Rabbi, burada kalayım!” Allâhü Te‘âlâ şöyle buyurur: “Seni burada bırakırım; ama sonra başkasını istersin.” Derki: “İstemem Yâ Rabbi.”
Bundan sonra, ona cennetin dereceleri gösterilir. Bunları görünce, daha önce kendisine, verilenleri küçük görür ve: “Yâ Rabbi, beni oraya yerleştir” der! Allâhü Te‘âla şöyle buyurur: “Seni oraya yerleştiririm; ama, daha başkalarını istersin.” “Hayır, istemem yâ Rabbi” der. Ama öbürlerini görünce yine ister. Dördüncü makama kadar çıkar. Orası da açılır; öbürleri gözünden silinir. Ama bir şey diyemez artık; utanır. Allâhü Te‘âlâ sorar: “Daha başka bir şey istemeyecek misin?” “İsteye isteye utandım, Yâ Rabbi”
Bunun üzerine Allâhü Te‘âlâ şöyle buyurur: “Sana dünya kadar ve onun on misli de fazlası.” Bu cennet ehlinin en alt derecede olanıdır.
(Ebul Leys Semerkandî, Tenbihul Gafilîn, s.80-81