Hz. Zübeyr (r.a.)’in hayatı boyunca kahraman olduğu görülmüştür. O hicretten önce kahraman olduğu gibi, hicretten sonra da, bütün savaşlarda ve fetihlerde kahraman bir kimse idi. İslâmiyet’in ilk yıllarında Zübeyr (r.a.)’in müslüman olmasından sonra Mekke’de “Peygamber öldürüldü” diye bir dedikodu yayılmıştı. Bunu işiten Hz. Zübeyr (r.a.), heyecanla kalkıp giysilerinden soyunarak silahlandı. Kılıcını kınından sıyırarak dışarı fırladı. Niyeti gücü yettiğince müşrikleri öldürmekti. Peygamber öldürüldükten sonra onun için yaşamanın bir kıymeti yoktu. Birilerini öldürmeye girişmezden evvel haberin doğruluğundan emin olmak istedi. Bu maksatla Resûlullâh (s.a.v.)’in bulunmasını beklediği yeri yoklamaya karar verdi. Baktı ki, Resûlullâh (s.a.v.) hayattadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) sordu: “Ne oluyor Zübeyr?” Hz. Zübeyr (r.a.): “Senin öldürüldüğünü duydum da” diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.): “Duyduğun haber doğru olsaydı ne yapacaktın?” diye sordu. Zübeyr (r.a.) şöyle dedi: “Öldürülünceye kadar kılıcımı müşriklerin boynuna indirecektim!” Zübeyr (r.a.)’in bu sözüne Resûlullâh (s.a.v.) güldü ve sırtındaki giysisini çıkararak Zübeyr (r.a.)’e giydirip onun için duâ etti. Hz. Zübeyr (r.a.)’in bu duruşundan dolayıdır ki şu söz insanlar arasında yaygın bir şekilde söylenir olmuştur: “Zübeyr (r.a.) Allâh yolunda ilk kılıç çeken kişidir.” Müslümanlar Medine-i Münevvere’ye hicret edip İslâm düşmanları ile çatışmalar baş gösterince Zübeyr (r.a.) tüm savaşlarda önemli ve güçlü bir kişi haline gelmişti. Nitekim Hz. Ömer (r.a.) onun hakkında şöyle der: “Bedir savaşından az bir zaman önce Resûlullâh (s.a.v.), ashâbı (r.a.e.)’e: “Kim Ümeyye oğullarına giderek onlardan bana haber getirir?” deyince Zübeyr (r.a.) ileri atılarak bu görevi üstlendi. Hz. Zübeyr (r.a.) bu konuda çok önemli haberler getirmişti. (Muhammed Mütevelli Şaravî, Cennetle Müjdelenen On Sahâbî, s.149-150)