Allah’ı Zikretmenin Üstünlüğü

Zikir, hatırlayıp anmak demektir. İnsan Allah’ı ya diliyle zikreder; Kur’an okumak, dua etmek, Allah Teâlâ’yı güzel isimleriyle anmak gibi; ya kalbiyle zikreder; Allah Teâlâ’nın varlığını gösteren delilleri, yani kâinâtı ve Kur’an’da sözü edilen her şeyi düşünmek gibi; yahut bedeniyle zikreder; namaz başta olmak üzere bedenle yapılması gereken bütün görevleri yapmak gibi. Her ne suretle olursa olsun
Allah’ı zikretmenin üstünlüğü, en değerli ibadettir.

Hz. İbn-i Abbas (r.a.)’den, Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizden kimin gece zahmet çekmeye (geceyi ibadetle geçirmeye) gücü yetmiyorsa, cimrilikten dolayı malını (nafile sadaka olarak) harcayamıyorsa, korkaklıktan dolayı cihada katılamıyorsa, Allâh (c.c.)’u bol bol zikretsin.” (Taberani)

Başka bir hadiste: “Allâh (c.c.)’un zikredildiği meclislere sekine (Allâh (c.c.)’un özel bir nimeti) iner, melekler onları kuşatır, Allâh (c.c.)’un râhmeti onları kaplar ve Allâh (c.c.) onları arşın üzerinde anar.” buyurulmuştur.

Allâh ‘ı çok zikretmek nafile olan ibâdetlerdeki her türlü eksikliği telafi edebilir. Hz. Enes (r.a.), Resûlullâh (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Allâh (c.c.)’u zikretmek imân alametidir. Münafıklıktan kurtuluştur, şeytandan korunmadır, Cehennem ateşine karşı siperdir.” İşte bu faydalardan dolayı Allâh (c.c.)’u zikretmenin bir çok ibâdetlerden üstün olduğuna karar verilmiştir. Bilhassa şeytanın musallat olmasından korunma hususunda onun önemli bir payı vardır. Bir hadiste “Şeytan diz üstü oturarak insanın kalbine musallat olur. Allâh (c.c.)’u hatırladığında aciz ve zelil olarak geriye çekilir. Allâh (c.c.)’dan gâfil olunca tekrar kalbe vesvese vermeye başlar.” buyurulmuştur.  Büyük bir zat, Allâhü Te’âlâ’ya duâ edip şeytanın nasıl vesvese verdiğini kendisine göstermesini istedi, baktı ki şeytan sivrisinek şeklinde kalbin sol tarafında, omuz arkasına oturmuş, ağzındaki uzun hortumunu iğne gibi kalbe götürüyor. Kalbin Allâh (c.c.)’u zikrettiğini fark edince hortumunu hemen geri çekiyor, gaflet içinde ise hortumu ile vesvese ve günâh zehirini şırınga ile verir gibi kalbe dolduruyor. Bir hadiste şöyle buyuruluyor: “Şeytan burnunun ucunu insanın kalbine koyarak oturup bekler. İnsan Allâh (c.c.)’u zikrettiğinde o zillet içinde geri çekilir, gafil kaldığı zaman kalbini lokma gibi kapar.”

(Zekeriya Kandehlevi, Amellerin Fazileti)