Rivayet olunduğuna göre Abdurrahman b. Avf (r.a.)’a ait bir ticaret kervanı Şam’dan dönüyordu. Kafile Medine-i Münevvere’nin caddelerine ulaştığı zaman çarşıda bir kımıldama ve hareketlilik meydana geldi. Durumdan haberdar olan Hz. Âişe (r.anhâ) bunun ne olduğunu sorunca kendisine: “Abdurrahman b. Avf (r.a.)’in ticaret kervanının geldiğini” söylediler. Hz. Âişe (r.anhâ): “Bir ticaret kafilesi nasıl bu kadar gürültü koparabilir?” diye sordu. Hz. Âişe (r.anhâ)’ya: “Kafilenin 700 hayvan yükünden oluştuğu” söylendiği zaman Hz. Âişe (r.anhâ): “Hz. Peygamberin hakkında cennete malının hesabı dolayısıyla emekleyerek gireceğini haber verdiği Abdurrahman b. Avf (r.a.)’in 700 yükten oluşan kafilesi ha?” dedi. Bu söz kendisine ulaşınca Abdurrahman b. Avf (r.a.) hemen üzüntü ile harekete geçti ve: “Allâh (c.c.)’u şahit tutarak söylüyorum ki, bu kafilenin tamamı, her şeyi ile tüm müslümanlara tarafımdan hediye edilmiştir’” dedi. Abdurrahman b. Avf (r.a.)’ın cömertliği bu olaydan sonra da devam etmiştir. Rivayet olunduğuna göre servetinin çoğunu akrabası olan “Zühreoğulları” arasında taksim etmiş, Zühreoğulları’ndan kimin ne ihtiyacı varsa onun ihtiyacını gidermiştir. Hatta onun cömertliği konusunda şöyle bir şey söylenir: “Medine halkı Abdurrahman b. Avf (r.a.)’in çoluk çocuğu gibidir. Halkın üçte birinin borçlarını kendi malından öder, üçte birine armağanlar verir, diğer üçte birine de ihtiyaçları kadar ödünç para verirdi.” Allâh (c.c.)’un, Resûlullâh (s.a.v.)’in ve müslümanların hoşnutluğunu kazanmak için bu kadar bol dağıtmasına rağmen ticareti durmadan artmış, serveti çoğalmış ve kazancı ziyadeleşmiştir.
(Muhammed Mütevelli Şaravî, Cennetle Müjdelenen On Sahâbî, s.188-189)