Ademoğlunun yaratılışından itibaren hak ile batılın savaşı devam etmektedir. Şeytan ve şeytan uşakları, “geliştirilen” teknoloji ile insanoğlu üzerindeki planlarını adım adım gerçekleştirmektedir. Artırılmış gerçeklik teknolojisi de bu planların bir parçasıdır. Dünyaya yön vermeye çalışan bu güruhun artırılmış gerçeklik ile yapmak istediği, insanın ayağını topraktan kesmek, saptırmak ve şirk koşturmaktır. Reel dünyadaki insanları sanal gerçekliğe transfer ederek hakikati sorgulayamaz hale getirmeyi ve sanal dünyada kendilerini kaybetmelerini sağlamayı hedeflemektedirler. Sanal cennet olarak sunulan “Metaverse” de artırılmış gerçekliğin vücut bulmuş haline bir örnektir. Burada insanlara, hissetme ve koku alma gibi duyularını da kullanabileceği yeni bir hayat sunulmaktadır. Sundukları bu sanal dünyayı, haşa “Seni yaradan, sana adil davranmamış, maddi ve manevi hayat şartların zor ama Metaverse aleminde istediğin hayata kavuşabilirsin; mesela gerçek hayatta kuryelik yapan birisi Metaverse’e gitti, profesyonel kılıç kullanan bir kral oldu” veya “Yaradan seni adil yaratmamış; memursun, işçisin, dünyada zenginler var, sen fakirsin ama bak benim dünyamda eşitlik var, gel buraya sana kendini yeniden var etme şansı veriyorum” şeklindeki propagandalarla cazip hale getirmeye çalışmaktadırlar. Dolayısıyla insanlara ikinci bir hayatı; kendi tabirleriyle cenneti vadetmektedirler. Reel dünyada insanları hayat pahalılığı vb. argümanlarla maddi ve manevi açıdan sıkıntıya sokan bu şeytani akıl; yeni bir dünya oluşturduğunu ve burada insanların istediği hayata kavuşacağını ileri sürmektedir. Oluşturdukları bu sanal dünyada sahte algılarla insanlığı karanlığa mahkum etmeye, toplumların toprakla, tabiatla ve inanç sistemleriyle ilişkisini daha da zayıflatmaya çalışmaktadırlar. (Abdullah Çiftçi)