Mısır’da iken, İmam Şafii (r.âleyh) Resûlullâh (s.a.v.)’den bir hadis nakletti. Topluluktan birisi dedi ki: “Ey Abdullah! Sen de mi kabul ediyorsun?” İmâm Şafii (r.âleyh) sinirlenerek dedi ki: “Sen beni kiliseden çıkarken veya benim belimde zünnar bulunurken mi gördün ki Resûlullâh (s.a.v.)’den bir hadis olsun da onu kabul etmeyeyim.” Ebu Nuaym (r.âleyh) şöyle nakletti: Bir adam İmâm Şafii (r.âleyh)’e bir hadis hakkında sordu. İmam Şafii (r.âleyh) de “Bu hadis sahihtir” dedi. O kişi: “Sen ne diyorsun?” dedi. İmâm Şafii (r.âleyh) sinirlendi ve dedi ki: “Ben, Resûlullâh (s.a.v.)’den bir hadis naklettiğim zaman o hadise aykırı görüş bildirirsem, hangi semâ beni gölgelendirir, hangi yer beni barındırır?” Ebu Nuaym (r.âleyh), Rebi (r.âleyh)’in şöyle dediğini nakletti: İmâm Şafii (r.âleyh) bir hadis anlattı. Birisi ona: “Bu hadisi sen kabul ediyor musun?” diye sordu. İmâm Şafii (r.âleyh) dedi ki: “Bana Resûlullâh (s.a.v.)’den sahih bir hadis gelir de onu kabul etmezsem, şahit olunuz ki benim aklım yok olmuştur.” Bir başka rivayette İmâm Şafii (r.âleyh) şöyle dedi: “Resûlullâh (s.a.v.)’den sahih bir hadis olduğu zaman onu kabul eder, kendi sözümü yok sayarım.” Ebu Nuaym (r.âleyh) İmam Şafii (r.âleyh)’in şöyle dediğini nakletti: “Size Resûlullâh (s.a.v.)’in sünnetinden herhangi bir şey ulaşırsa, ona hemen tabi olup onu yaşayınız. Başka kişilerin sözlerine asla iltifât etmeyiniz.” (İmam Suyutî, Akidede Sünnetin Yeri, s.155-156)