“Türkiye’de kadın meselesi yok, erkek meselesi var” iddiasının sahibi Kapadokya Üniversitesi öğretim üyesi yazar Alev Alatlı ile yapılmış bir röportajı kısaltarak sunuyoruz: -Türkiye kadın sorunlarının yumak olduğu bir ülke. Siz bu sorunları nasıl değerlendiriyorsunuz? “Kadının ayrı bir faktör olarak ele alınmasını yadırgayan biriyim. Dünyanın neresinde olursa olsun kadın, yaşadığı kültürün ayrılmaz bir parçası. O yüzden uluslararası kadın dayanışması filan bana hep sakat gelmiştir. Bunun altında yine batı çıkışlı bir feminizm olduğunu düşünüyorum.” -Erken evlendirme meselesi nasıl çözülür? “Neyi çözeceksin Allâh aşkına? Çözecek bir şey yok ki. Ben dert nedir, onu anlamıyorum. 13 yaşında evlendirdiğin kızın kocası 14 yaşında. Hayat beklentisinin kısa olduğu dönemler. İnsanlar daha erken evlendirilir, töreler de bunu devam ettirir. Zamanla aşılacak şeylerdir. Şu da var, 18 yaşına giren çocuğun cinsel istekleri var. Müslüman toplumda ne olacak bunların hali? Cinsel ihtiyaçlarını karşılayacağı bir kız mı bulsun? Evlendiriyorsunuz, makul değil mi?” -Çile çekmek daha çok kadın için kullanılır… “Çünkü erkek daha naiftir ve kendine yediremez çile çekiyorum demeyi. Bu ülkenin erkeklerinin çok aşağılandığı, horlandığı kanısındayım.” -İslâm’ın kadın üzerinde baskı olduğunu iddialarına ne diyorsunuz? “Tümüyle yalan. Acı olan şu ki bizim ne müderrisimiz, ne imâmımız, Hıristiyanlığı, Yahudiliği biliyor. Bilmediğimiz için de böyle palavraları yutuyoruz. Tersine İslâmiyet sorumluluğu insanoğluna vererek batının ancak aydınlanmada gelebildiği bireyselliği baştan koymuştur.” -Batı feminizmine karşı olmanızın nedenleri neler? “Sadece öykünülmesine, dayatılmasına karşıyım. Ve bunun getirdiği yıkıma karşıyım. Unisex meselesi, kadına benzetilmeye çalışan erkekler, metroseksüellik… Bütün bunların müthiş tahripkâr olduğunu düşünüyorum. Erkeği kadınlaştırmanın kimseye yaramayacağını düşünüyorum son tahlilde.” (Alev Alatlı ile yapılan bir röportajdan alıntıdır)