Allah Korkusu

Allah Korkusu‘nun bir kimse üzerinde bazı alametleri vardır. Bu alametler ile ilgili yazımızı istifadenize sunuyoruz.


Mâlik b. Dinar (rh.a.) şöyle der: “Bir kimse, özünde korku alâmetini ve ümit nişanını görürse, sağlam bir işe tutunmuş olur. Korku alâmeti, Allâh (c.c.)’un yasak ettiği şeyleri bırakmaktır. Ümit alâmeti ise Allâh (c.c.)’un emrine göre davranmaktır.
Allah korkusunun alâmeti yedi şeyde belli olur:

  1. Dilde belli olur. Bu durumda insan, dilini yalan söylemekten, gıybetten ve boş söz etmekten alır. Dilini devamlı Allâh (c.c.)’un zikri ve Kur’ân okumakla meşgul eder. İlim müzakeresi yapar.
  2. Midesi ile belli olur. Midesine yalnız temiz ve helâl olan yiyecekleri koyar. Helâl bile olsa israf etmez.
  3. Göz ile belli olur. Harama karşı gözünü yumar. Dünyaya rağbet nazarı ile bakmaz. Her neye baksa ibret nazarı ile bakar.
  4. Kulağını, işitme duygusunu şeriata aykırı, faydasız şeylerden korumakla belli olur.
  5. Elinin işlediği işe dikkat eder, korkar. Elini harama uzatmaz. Elini, ancak Allâh (c.c.)’un müsaade ettiği şeye uzatır. Hiçbir şekilde Allâh (c.c.)’un masiyeti işinde yürümez.
  6. Kalp işinde korku üzere olur. Kalbinden düşmanlığı, buğzu, din kardeşlerine karşı kıskançlığı çıkarır. Kalbini din kardeşleri için nasihat ve şefkatle doldurur.
  7. Allâh (c.c.)’a kulluk işinde korku üzere olur. Yaptığı iyilikleri sadece Allâh (c.c.) rızası için yapar. Kulluğuna gösteriş ve nifâk karıştırmaktan korkar.”

Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İki günü eşit geçen ziyândadır. Yarını bugününden kötü olan lanetlenmiştir. İyiliği kötülüğünden üstün olmayan ziyandadır. Durumu böyle noksan olan için de ölüm hayırlıdır.” (Beyhakî)

(Ebû’l-Leys Semerkandî (rh.a), Tenbîhü’l-Gâfilîn, 440-447.s.)