Peygamber (s.a.v.)’in Üstün Feraseti
Peygamber (s.a.v.)’in Üstün Feraseti başlıklı yazımız Peygamber Efendimizin üstün özelliklerinden olan ferasetinin örneklerini içermektedir.
Ebû Sa’îd Hudrî (r.a.) şöyle anlatmışdır: “Bir gün annem beni Resûlullâh (s.a.v.)’den bazı şeyler istemem için gönderdi. Huzûruna varıp oturdum. Mübârek yüzünü bana çevirerek, ‘Kim mâlik olduğu şeye kanâ’at ederse, Allâhü Te’âlâ onu başkasına muhtâç etmez. Kim çirkin şeylerden sakınırsa, Allâhü Te’âlâ onu iffetli eyler. Kim mâlik olduğu şey ile yetinirse, Allâhü Te’âlâ ona kâfidir. Kim bir ölçü miktârında bir şeye sâhip olduğu hâlde, başkasından birşey isterse, devâmlı isteyici olur.’ buyurdu. Ben kendi kendime falan devemiz bir ölçüden dahâ iyidir dedim. Hiçbir şey istemeden Resûlullâh (s.a.v.)’in huzûrundan kalkıp gittim.”
Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle anlatmıştır: “Teyemmüm âyeti nâzil olmuştu. Nasıl teyemmüm edileceğini bilmiyordum. Öğrenmek için Resûlullâh (s.a.v.)’in evine doğru gittim. Evlerine yaklaşınca, Resûlullâh (s.a.v.) beni gördü. Ne için geldiğimi anladı. Biraz ileri gidip tebevvül etti. Sonra gelip iki mübârek elini toprağa vurup yüzünü ve iki kolunu mesh etti. Başka birşey yapmadı. Ben de artık birşey sormadan geri döndüm.”
Ebû Şehm (r.a.) anlatmıştır: “Medîne yolunda gidiyordum. Karşıma bir kadın çıktı. Elimle kadına dokundum. Sonra insanların Resûlullâh (s.a.v.) ile bî’at etmeğe gitdiklerini gördüm. Ben de gittim. Bî’at için elimi uzatdım. Resûlullâh (s.a.v.) mubârek elini çekti. Yolda kadına elimi uzattığımı hâtırlattı. “Yâ Resûlallâh. Bî’atımı kabûl buyurunuz. Bir dahâ aslâ öyle şeyler yapmam.” dedim. “Çok iyi olur.” buyurup benimle bî’at etti.”
Peygamber (s.a.v.)’in Üstün Feraseti başlıklı yazımızı istifadenize sunduk.
(Molla Cami, Şevahidün Nübüvve, s.231)