Sekizinci Osmanlı Şeyhülislâm’ı olan Zenbilli Ali Efendi evinin penceresinden bir zenbil sarkıtır, suâl sormak isteyenler, suâllerini kâğıda yazıp zenbile koyardı. O da çekip suâllerin cevâbını yazar, zenbili tekrar sarkıtırdı. Bu sebeble, Zenbilli Ali Efendi ismiyle meşhur olmuştur.
İkinci Bâyezîd Han tarafından şeyhülislâmlığa tâyin edilen ve Yavuz Sultan Selîm Han’ın tahta çıkmasından sonra da vazifesine devam eden Zenbilli Ali Efendi, hak severliği ve doğruluğu ile dikkati çekmiştir. Pâdişâh’ın her hareketinde, İslâmiyet’e uymasında yardımcı olmuştur. Zühdü, takvası, istikâmeti ve doğruluğu ile meşhur olan Zenbilli Ali Efendi, dîne uymayan her çeşit hükme ve karara şiddetle karşı çıkardı. Celâlli olmasıyla tanınan Yavuz Sultan Selîm Han’ın, şiddetli hareketlerini bile teskîne muvaffak olurdu.
Zenbilli Ali Efendi, Kânûnî Sultan Süleymân Han devrinde de vazifesinde kalıp, Rodos seferine katıldı. Rodos’un fethinden sonra orada imâmlık ve hatiblik yapıp, İslâm müesseseleri kurdu.
Zenbilli Ali Efendi; İkinci Bâyezîd Han, Yavuz Sultan Selîm Han ve Kânûnî Sultan Süleymân Han devrinde olmak üzere, yirmi dört sene şeyhülislâmlık yaptı. Ömrünü; ilme, talebe yetiştirmeye ve İslâm’a hizmete harcamıştır. Üstün hâlleri, ahlâkı, başarılı hizmetleriyle meşhur olup, tasavvufta da kemâle ermiştir. Kendisine “Mevlânâ Sûfî Ali Cemâlî” de denilmiştir.
Kanunî Sultan Süleymân Han, meyve ağaçlarını karıncaların sarması üzerine, karıncaları kırmak için mes’eleyi Zenbilli Ali Efendi’ye güzel bir beytle sorar ve şöyle der; “Dırahtı (ağacı) sarmış olsa eğer karınca, zarar var mı karıncayı kırınca.”
Zenbilli Ali Efendi zarif bir ifâde ile sorulan bu suâlin altına şu beyti yazarak cevab vermiştir: “Yarın dîvânına Hakk’ın varınca Süleymân’dan alır hakkın karınca.”
(Şakâyik-ı Nu’mâniyye Tercümesi)