Zekât, Kur’an’da 32 yerde namazla beraber emredilen kesin ve kuvvetli bir farzdır. Zekâtı vermek farz, geciktirilmeden aynı sene içinde vermek vacibtir. Zekât bir sene sonraya bırakılmamalıdır. İki sene geçtiği halde hâlâ verilmemişse günâh işlenmiş olur.
Bir kimsenin, nisab miktarı malının zekâtını birkaç sene öncesinden vermesi sahihtir.
KADININ ÇEYİZİNİN ZEKÂTI VERİLMELİ Mİ?
Kadının çeyizinden; ev eşyası, giyim elbisesi, kullanılan kapkacak gibi, dengi olan diğer kadınlara lâzım olan şeyler zarurî ihtiyaç sayılacağından bunlar için zekât verilmez.
Bunların haricindeki süs ve zînet eşyaları ile kullanılmayan kapkacak, değer olarak nisab miktarını bulursa, kadın bunlarla zengin sayılır.

ZEKÂTI BAŞKA YERE GÖNDERMEK

Zekâtı, malın bulunduğu yerden başka bir yere göndermek mekruhtur.
Evlâ olan komşuluk hakkına riâyet ederek zekâtı bulunduğu yerde vermektir.
Zekâtın gönderildiği yerdeki fakirin akraba olması, daha muhtaç olması, daha sâlih ve daha takva olması, Müslümanlara daha faydalı olması, ilim talebesi olması veya devamlı ibâdet eden biri olması durumunda, zekâtın başka yere gönderilmesi mekruh değildir.
Malın üzerinden bir sene geçip zekât farz olmadan önce verilen zekâtı başka bir yere göndermek de mekruh olmaz.

ALACAKLARIN ZEKÂTI

  1. Kuvvetli ve orta kuvvetli alacaklar ki tahsil edildiklerinde bunların geçen senelere ait zekâtları verilmelidir.
  2. Zayıf alacaklar. Bunlar da bir şeyin karşılığı olmayan alacaklardır. Kadının, kocasından alacağı olan mehir gibi. Ele geçtikten sonra bir sene beklerse bunların da zekâtları verilir.

(Muhammed Alaaddin b. İbni Abidin, Üç Boyutuyla İslam, s.461)