Zekâtın vâcib olmasının (farziyetinin) şartı, aklı yerinde ve buluğ çağına ermiş olmaktır. Çünkü bu ikisi olmayınca sorumluluk yoktur. Yine Müslüman olmaktır. Çünkü İslâm, bütün ibâdetlerin sıhhati için şarttır. Yine zekâtın vâcib olmasının şartı, temlikin gerçekleşmesi için hür olmaktır. Zekâtın edâsının farz olmasının şartı, nisab miktarı (80 gr. altın değeri kadar para veya ticari mal) malın değeriyle bir yıl geçmesidir. Zekâtın edâsının şartı niyettir. Çünkü zekât ibâdettir, niyetsiz sahih olmaz. Hatta bir kimsenin kendi oturduğundan başka bir evi olsa ve ticarete niyet etmese, her ne kadar onların üzerinden bir yıl geçse de, onlarda zekât farz olmaz. Zekâtın farzlarından birisi de zekâtı verirken veya zekât için mal veya para ayırırken niyet etmektedir. Çünkü o kimse zekâta niyet ederek nisâbdan (miktar) farz miktarı ayırsa, fakire verse onun zekâtı düşer. İncilerde la’l (kırmızı süstaşı), yakut, zümrüt ve bunların benzerleri gibi mücevherlerde zekât yoktur. Ancak, eğer o inciler ve mücevherler ticaret için olursa, zekât vardır. Kişinin vâris olduğu (irsen malik olduğu) şey, sadece niyetle ticaret için olmaz. Çünkü niyet amele bitişik değildir. (Molla Husrev, Gurer ve Dürer, s.305-309)
SORU: Tüccarın elindeki ticaret malı senelerce kalsa ve satamasa yine zekât tâbi midir?
CEVAP: Bir tüccarın elindeki ticaret malı senelerce kalıp satılmasa bile mutlaka her sene değerlendirilip zekatı verilmelidir. Yine bir kimsenin malı çalınır veya gasbedilirse üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra eline geçse bütün o geçmiş senelerin zekâtını vermek zorundadır.
SORU: Kadınların zînetlerinin zekâtı nasıl verilir?
CEVAP: Hanefi mezhebinde zinet eşyası nisab miktarına (80 gr. altın değerine) ulaşmış ise zekâtını vermekle mükelleftir. Şayet parası varsa ondan verecek, yoksa zinet eşyasının kırkta birini bozdurarak zekât olarak verecektir.Aynı zamanda kocası da eşinin izniyle zekâtını verebilir. (Halil Gönenç, Günümüz Meselelerine Fetvâlar, s.234)