İmâm Evzaî (r.h.) Hazretleri buyurdu: “Kul, dünyâdaki her ânından kıyamette hesâb ve sorguya çekilecek. Hem de gün gün, saat saat. Bu durumda, Allâhü Teâlâ Hazretlerini anmadığı bir an karşısına çıkınca, pişman olur ve kendini parçalamak ister.” “Bizim, hayatlarına yetiştiğimiz insanlar şöyleydi: Gece uykusundan en erken uyanırlar, sabah namazını vaktinde kılarlar, sonra bir müddet âhiret işlerini, akıbetlerinin (sonlarının) ne olacağını düşünürlerdi.
Bundan sonra kendilerini fıkıh (dînî bilgileri) öğrenmeye ve Kur’ân-ı kerîm okumaya verirlerdi.”
Hace Muhammed Bakibillah (k.s.) Hazretleri, bedenen zayıf olup, dâima abdestli olmaya, daha çok ibâdet ve tâat yapmaya uğraşırdı. Yatsı namazından sonra odasına döner bir mikdâr murakabe ile meşgul olur, âzalarının zayıflığı galebe gösterince, kalkar abdest alır, iki rekat namaz kılar, yeniden otururdu. Bedeninde hâlsizlik ve yorgunluk vâki olunca, tekrar abdest alır, gecenin çoğu böyle geçerdi.“Muhammed Şeybânî (r.h.) Hazretleri, her gecenin üçte birinde
yatar, üçte birinde namaz kılar, diğer üçte birinde de talebesine ilim öğretirdi.” Ebü’l-Hayr Farukî Hazretleri
Delâilü’l Hayratın başna tavsiyeleri yazdı: “Seher vaktinde uyanık olup, teheccüd namazı kılmalıdır.
Sonra bir müddet Allâhü Teâlâ Hazretlerini zikretmeli, havanın ağarmaya başladığı vakitte ise (camide)sabah namazını kılmalıdır. Bundan sonra İmâm Rabbânî Hazretlerinin Mektûbât’ını, Mevlânâ Hazretlerinin Mesnevî’sini,İmâm Gazâlî Hazretlerinin İhyâu Ulûmiddîn’ini, Molla Câmî’nin Nefehât’ını Ve İmâm Birgivî’nin Tarîkat Muhammediye’sini mütâlâa etmelidir. Yemek yedikten sonra bir müddet kaylule yapmalıdır.
Sonra bir miktâr zikirle meşgul olmalı. Her gün en az altı sahife Kur’ân-i kerîm okumalıdır.
Her talebe planlı ve programlı bir şekilde bu işleri zevkle yerine getirmelidir.”
(Ömer Faruk Hilmi, Sâlihlerin Menkıbeleri, s.70)