“Meşguliyet gelmeden önce vaktin kıymetini bil” asırları aşan bir reçeteden bir satır bu. Elden çıkınca tekrar kazanamadığımız bir sermaye “zaman.” Giden para, giden mal, giden fırsat yerine göre tekrar elde edilebiliyor. Bir başkadır zaman. Onu kuyumcu hassasiyetiyle işlemek ve her parçasını değerlendirmek gerekiyor. İyi planlama ile genişliyor zaman, içine o kadar çok şey sığıyor ki…
Zaman tanzimi mevzubahis olduğunda belki çoğumuz “zaten benim gün boyunca yapacağım şeyler hakkında fazla seçim şansım olmuyor; zaman tanzimi, zamanı istediği gibi kullanma hürriyetine sahip olanlar için” diye düşünüyor olabiliriz. Fakat bunun böyle olmadığını anlamak için kendimize birkaç soru sormak yeterli. Mesela:
Geçtiğimiz hafta içinde televizyon başında veya lüzumsuz konuşmalarla kaç saat harcadık? Sabah güneş doğduktan sonra uyuma adetimiz var mı? Tipik olarak yemek başında ne kadar vakit geçiriyoruz?
Bu ve benzeri sorulara aldığımız cevaplar, aslında hepimizin hayatında farkında olmadığımız büyük bir zaman potansiyeli olduğunu ve bunun faydasız işlerle harcanıp gittiğini ortaya koyacaktır.
Hayatlarına adeta birkaç hayatı sıkıştırmayı başaran meşhurların bazılarından dinlediğimiz ibretli ders: Sabah erken kalkmak ve sonra uyumamak. Fizyologlar insan vücudunun günlük periyodunu açıklarken, bu prensibin hikmetine de ışık tutmuş oluyorlar. Vücudumuzda hergün cereyan eden ve “biyoritm” denen aktiviteler zinciri içinde, sabah saatlerinde salgılanan hormonlar büyük önem taşıyor. Kortizol gibi uyanıklık veren hormonların en fazla salgılandığı periyod sabah 8.00-11.00 arasıdır. Yapılan sayısız araştırma bu saatlerin planlama, düzenleme ve ileriye dönük yapıcı fikir üretimi için en verimli saatler olduğu hükmünde birleşiyorlar.
(Basından Derleme)