Günümüzde yönümüzü bulmak için teknolojinin son ürünlerinden (gps) den yararlanıyoruz. Gökyüzünü gözlemlemek için yine modern teleskoplar kullanıyoruz. Ama yüzlerce yıl öncesinde bu aygıtlar yokken atalarımız yıldızları nasıl gözlemliyor, yönlerini nasıl buluyor, yıldızlar arasındaki mesafeleri nasıl ölçüyor ve dağların yüksekliğini nasıl hesaplıyorlardı? İşte tüm bunlar antik çağın belki de en önemli aleti olan usturlap ile yapılıyordu.
Modern araştırmacılar, İslâm astronomisinin bu ana aletinin teknik, sanatsal ve yazın bakımından, yüzyıllar boyunca geçirmiş olduğu devasa gelişimi ve pek çok çeşidinin olması, Arap-İslâm döneminde kaydettiği gelişimin seviyesini göstermektedir.
İslâm kültür çevresinden gelen usturlaplar ve Avrupa’da yapılmış usturlaplar hakkında, genç ve ön yargısız bir araştırmacının vardığı sonucu vermek yararlı olacaktır:
«İslâm kültüründen gelen parçaların incelenmesi, İslâm alet yapımcılığının beni etkileyen ilerlemeleri ve alet yapımcılarının teknolojik yenilik güçlerini ispatlamaktadır. İslâm kültür çevresinde yapılan aletler, daima çok yüksek astronomik kullanılırlığı ve aynı zamanda ince sanatsal güzelliği bünyelerinde birleştiren parçalar olarak görünmektedir. Araştırma bugüne kadar kalan usturlaplar arasında bu genel değerlendirmeye pek azının aykırı düşeceğini gösteriyor».
«Buna karşın, Avrupa usturlaplarında yüzyıllar boyu süreklilik gösteren yüksek kalite eksikliği vardır. Bunların birkaçı, usturlap imalinde yüksek bir seviyeye ulaşılmış olduğuna tanıklık etmektedir. Buna karşın, el sanatı açısından yüksek seviyeli görünen astronomi örneklerinden hiç de geri kalmayan diğer parçalar ise, icad edenlerinin elementer astronomi bilgisi eksikliklerine tanıklık etmektedir. Bu, Avrupa’da astronomik bilginin gelişmesindeki ahenksiz durumu ve bu bilimin Ortaçağ İslâm dünyasından alınma işinin eksiklik halini yansıtmaktadır».
(Fuat Sezgin, İslâm’da Bilim ve Teknik Cilt 2, s. 79-80)