Yolcular hakkında birtakım kolaylıklar ve ruhsatlar gösterilmiştir. Şu uygulamalar bu kolaylıklardandır: Ramazân ayında yolculuk hâlinde bulunan kimse için, orucu sonraya bırakmak mübâhtır. Misafirler (yolcular) için mestler üzerine mesh üç gün üç gecedir. Misafir dört rekatlı farz namazlarını iki rekat olarak kılar. Biz Hanefî’lerce, misâfirin böyle namazını kısaltması gerekir. Buna aykırı olarak bu farzların dört rekat olarak kılınması mekrûhtur.
Misafir kimse, vatanına dönünce yolculuk hükmünden çıkar. Vatanında beklemeyi niyet etmesi şart değildir. Fakat kendi asıl vatanından başka bir yere gidip orada niyetsiz olarak beklemekle misâfir olmaktan çıkmaz. Ancak en az on beş gün bu beldede oturmaya niyet ederse, o zaman sefer hükmünden çıkar. On beş günden az ikâmete (kalmaya) niyet etse misâfirlik hükmü son bulmaz.
Bir misâfir, bulunduğu yerde on beş gün durmaya niyet etmeyip bugün, yarın çıkacağım diye uzun zaman orada kalacak olsa, yine misâfirlik hükmünden çıkmaz. Öyle ki, bir beldeye gidip işini gördükten sonra dönmek kararında olan bir kimse, o işin on beş günden az bir zamanda yapılamayacağını bilmedikçe yine sefer hükmünden çıkmaz, mukîm sayılmaz. Eğer on beş günden önce bitmeyeceğini biliyorsa, niyet etmese bile mukîm sayılır.
Mukîmin kazaya kalan namazları sefere çıkması ile, misâfirin de kazaya kalan namazları ikâmete niyet etmesi ile değişmez. Onun için ikâmet hâlinde olan bir kimse, sefer hâlinde kazaya kalmış olan namazlarını ikişer rekât kılacağı gibi, sefer hâlinde bulunan kimse de, ikâmet zamanında kazaya kalmış namazlarını dörder rekât olarak kılar.
Yolculuk veya yağmur sebebi ile iki vakit namazı bir vakitte kılmak câiz değildir. Yalnız hacc mevsiminde Arafat’da öğle ile ikindi namazlarını öğle vaktinde ve akşam ile yatsı namazların Müzdelife’de yatsı vaktinde bir arada cemaatle kılmak câizdir.
(Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihâli, s.179)