Yemek yiyenin, başlarken besmele söylemesi, yemeği bitirince hamd etmesi sünnettir, içme de böyledir. Besmele ve hamd, o kimsenin yemeğinin gayet bereketli olmasına ve şeytânı kendisinden uzaklaştırmasına sebep olur.
Bildirildi ki, Ashâb-ı Kiram (r.a.e), Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e: “Yâ Resûlullah, bizler yemek yiyoruz, ama doymuyoruz”, dediklerinde: “Herhalde yemeği ayrı ayrı yiyorsunuz”, buyurunca, “Evet, Yâ Resûlullah, ayrı ayrı yiyoruz” dediler. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: “Yemeğiniz üzerine toplanıp, beraberce yiyiniz. Besmele okuyarak Allâhü Teâla hazretlerinin ismini anınız. Böyle olunca, yemekte bereket bulursunuz” buyurdu.
Bir kimse yemeğe başlarken besmeleyi unutsa, hatırına geldiği anda, yemeğin başı ve sonu için besmele okumalıdır. Yemeğe tuz ile başlamak ve tuz ile bitirmek sünnettir. Lokmayı sağ eliyle almalı ve lokma küçük olmalıdır. Güzel çiğneyip, geç yutmalıdır. Yemeğin üstünden ve ortasından yemeyip, kenarından yemelidir. Yemek ve suyun içine üflememeli, kabın içine nefes vermemelidir. Nefesi daraldığı vakit bardağı ağzından çekmeli, nefes almalı, tekrar içmelidir. Bir yere dayanarak yemek yemek ve su içmek mekruhtur. Oturarak yemek yemek çok iyidir denmiştir. Arkadaş ve dostlarına ikram ederken sağ tarafından (kendi sağından) başlamalıdır.
Ağzına koyduğu lokmayı bir daha çıkarmamalıdır. Ancak ağzına koyduğu lokma, ağzına bir fenalık verirse veya çok sıcaksa şüphesize bu halde lokmayı ağzından çıkarmalıdır. Yemeğe karşı aksırdığı zaman eliyle yüzünü örtmelidir. Çünkü ağzından çıkan bir şey yemeğe ulaşabilir. Yemeğin fazlasını, kaptan silip sıyırmak ve yemek kaplarının kenarında kalmışları da yemek sünnettir. Yerken kul olduğunu düşünerek yemelidir.
(Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî, Gunyetü’t-Tâlibîn, s.29-31)