Dînimizde akrabalarla olan yakın münâsebete “Sıla-i rahim” denilir. Dost ve yakınlara gidip gelmek, onların elinden tutmak; ilgiyi kesmemek muhakkak ki, Allâh (c.c.)’un rahmetini çeker, bu husûsta Peygamber (s.a.v.) Efendimiz birçok emir ve tavsiyelerde bulunmuşlardır. Bir hadîste buyuruluyor ki: “Yakınlarından ilgisini kesen kimse cennete giremez.” (Buhârî)
Ashâb-ı Kirâm’dan biri Peygamber (s.a.v.)’e gelerek: “Ey Allâh’ın Resûlü (s.a.v.)! Akrabalarım vardır. Ben onlara giderim, onlar ise benden ilgilerini keserler. Onlara iyilik ederim, onlar bana kötülük ederler. Onlara karşı çok yumuşak davranırım, onlar ise bana kabalık ederler!” Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: “Eğer dediğin doğruysa, bu hâl üzere devâm ettiğiniz müddetçe Allâh ‘ın yardımı -onlara karşı- seninle berâber olacaktır.” (Müslim)
Merhamet ve şefkat, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in da‘vetinin esâslarındandır. Müslümân denilince, her cephesiyle mükemmel ve son derece merhametli ve müşfik bir insan hâtıra gelir. Bunun için; Cenâb-ı Peygamber (s.a.v): “Merhametli olanlara, Rahmân olan Allâh merhamet eder. Yeryüzündekilere siz merhamet edip acıyın ki, göktekiler de size acıyıp merhamet etsin!” (Tirmizî)
Cenâb-ı Allâh buyuruyor ki: “Ben Rahmân’ım; sıla, rahimdir. Kendi ismimden ona bir isim ayırdım. Kim sılayı yerine getirirse (yani uzak-yakın akraba ve dostlarını ziyâret edip onlara iyilikte bulunursa), Ben onu rahmetime ulaştırırım. Kim de sılayı terkederse, Ben de rahmetimi ondan keserim.” (Tirmizî)
“Kim rızkının genişlemesini, bıraktığı (kötü) izlerin unutulmasını istiyorsa sıla-i rahimde bulunsun.” (Buhârî)
(Hadîs-i Şeriflere Göre Amellerin Fazîletleri, 103-105.s.)