Tirmizî’nin Übey bin Kâ’b (r.a.)’den yaptığı rivayette, Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Hakikat, abdestin de bir şeytanı var, adı Velhan’dır. Artık siz suyun vesvesesinden sakının.”
Necis olduğuna dair kesin bir bilgi yoksa herhangi bir suyun necis olup olmadığında tereddüde düşüp şüphe ve vesveseye kapılmamalıdır. Çünkü eşyada asıl, olan temizlilktir.
Vesvesenin afetleri şunlardır:
- Akıllı olan kimsenin sakınması için şeytana gülünç ve maskara olmak keyfiyeti yeter de artar.
- Allâh (c.c.)’un emrini terketmektir. Cenâb-ı Allâh buna işaretle buyuruyor ki: “Şübhe yok ki şeytan sizin düşmanınızdır. Onun için siz de onu bir düşman tutun.” (Fâtır s. 6)
Cenâb-ı Peygamber (s.a.v.) de buyurdular ki: “Suyun vesvesesinden sakının.” Buradaki emir vücub içindir. O takdirde vesveseye kapılmak günâhın tâ kendisidir.
- Suyu israf etmektir. Çünkü Cenâb-ı Allâh buyuruyor ki: “İsraf etmeyin!.”
- Vesvesenin namazı kerahet vaktine te’hîre sebebiyet vermesi veya cemaati terke, namazı bırakmaya, ta’lîm, zikir ve fikirden alıkoymaya yol açması ve buna benzer faziletlerden, mahrum bırakması, aynı zamanda vakitlerin boşuna akıp gitmesine sebebiyet vermesidir.
- Dinden olmayan yeni mekruh şeylerin meydana çıkmasına yol açmasıdır. Abdest için özel bir kap, namaz için ayrı elbise kullanmak, başkasının kabından abdest almamak ve benzeri bir takım bid’atlar, bu kabildendir.
- Abdest, gusül, yeme ve içmede murdar şeylerden sakınmadıkları vehmiyle müslümanlar hakkında kötü zanda bulunmak ve namazlarının kabul olmadığını bile ileri sürmek.
- Dinde, nezafet ve taharette fazla ihtiyatlı olduğunu, bu hususta halktan ayrıldığını düşünmek, kendini beğenmek ve başkalarına karşı kibirliliktir.
Vesvesenin ilâcı, ilim ve amel ile elde edilir.
(İmâm-ı Birgivî, Tarikatı Muhammediye, s.532)