Peygamberler Sultanı (s.a.v.) hazretleri hac farizasını yerine getirmeye niyet etti. Yemen ülkesinde bulunan Hz. Haydar (r.a.) ile yolda buluşmak için onun Yemen’den hareket etmesine dair hususi bir mektup gönderilmesini emretti. Durumu hicretin 10. yılı Zilkade Ayı’nın 25. Cumartesi günü etraftaki kabilelere ilan etti. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e refakât şerefine nail olmak isteyenlerin hiç durmaksızın Medine-i Münevvere’de toplanmalarını da emretti. Medine-i Münevvere’de epeyce Sahabi (r.a.e.) toplanıp emir üzerine hazır vaziyette bekledi. Hasabe ve çiçek hastalıklarına tutularak Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in refakatinde bulunma şerefinden mahrum kalan kadınların gönülleri “Muhakkak ramazanda yapılan umre, bir hacca eşdeğerdir” (İbn Mâce) sözleriyle teselli buldu.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz mübarek bedenini yıkayıp temizledikten ve türlü türlü kokular süründükten sonra, hazırlanan mübarek ridâsını ve alt elbisesini giyinip Medine mescidine teşrif etti. Dört rekât olmak üzere öğle namazını mescidde, iki rekât olarak ikindi namazını da Zülhuleyfe menzilinde edâ etti. Sonra hac için niyet etti. Kurbanlık develerin korunması işi Naciye b. Sülemî’nin (r.a.) uhdesine verildi. Bundan sonra Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz bütün tertemiz hanımlarıyla ve kadınların en hayırlılarıyla birlikte Zülhuleyfe menzilinden hareket edip ertesi günü Vâdilukayka mevkiine vardılar. Bu menzilde Peygamberler kafilesinin başı (s.a.v.) hazretleri, “Bu gece bir elçi ortaya çıkıp “Bu umre ile hac ihramını birleştirmek suretiyle yapılan hacdır” demiştir ki bu seferde isteyen hacca ve umreye, dileyen hacca, dileyen de yalnız umreye niyetle ihrama girmekte serbesttir” (İbn Kesîr) diyerek ihrama girdi.
Sahih rivayet üzere bu mübarek seferde 14.000, bir başka rivayette ise 12.000 hacı bulunuyordu.
(Eyüp Sabri Paşa, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, s.450-451)