Kût’ul Amare Muharebesi, tarihimizin birçok önemli hadisesi gibi son zamanlara kadar pek gündeme gelmedi. Hâlbuki bu muazzam zafer ile İngilizlerin “yenilmez armada”sı mağlup edilmiş ve kılıçtan kurtulanlar da tamamıyla esir edilmişti. Osmanlı ordusunun Kût’ul Amare’de kazandığı zafer, yenilmez armada efsanesini sona erdirdi. Çanakkale mağlubiyetini stratejik bir geri çekilme olarak takdim eden İngilizler, Kût’ul Amare yenilgisini izâh edemediler. Hakkında yazılan kitaplar kıyıda köşede kaldığı için zaferin üzerinden onca sene geçmiş olmasına rağmen Kut zaferi, Türkiye’de hak ettiği ölçüde değerlendirilmedi. Kut, Şattülarap suyolunun kuzeyinde Bağdat’ın güneyinde küçük bir şehirdir. İngiliz orduları, stratejik öneminden dolayı ele geçirmek istedikleri Bağdat için Basra üzerinden ilerlediler. Önce Kut’a ulaştılar. Sonra daha kuzeye yöneldiler. Nureddin Paşa (Sakallı Nureddin) komutasındaki Osmanlı ordusu, İngilizleri 22 Kasım 1915’te Selman-ı Pak’ta karşıladı. Burada iki günden fazla süren bir muharebe yaşandı. Çetin muharebeden sonra İngiliz ordusu Kût’ul Amare’ye çekildi. Uzun bir kuşatmanın sonunda 9 Nisan 1916’da Townshend ve ordusu teslim oldu. İngiliz ordusunun ikmâl yolları tutulduğu için takviye birlikleri ve erzak temini mümkün olmamıştı. O dönemde İngiltere’de Savaş Bakanı olan Lord Herbert Kitchener’in bilgisi dâhilinde bir milyon sterlin karşılığında Halil Paşa’ya İngiliz ordusunun esir alınmaması, ordunun Hindistan’a gönderilmesi teklifi yapıldı. Bu rüşvet teklifi reddedilince meblağ iki milyon sterline yükseltildi. Bu yeni teklif de kabul görmedi. Erzak, cephane ve hastalıkla daha fazla baş edemeyen İngiliz birlikler, General Townshend ile birlikte teslim oldu. Böylece 29 Nisan 1916 günü, 6’sı general, 476’sı subay toplam 13 bin 309 asker başka bir kaynağa göre 18 bin asker rehin alınarak Kut’ül Amare Zaferi gerçekleşmiş oldu. (Gerçek Hayat Dergisi)

Bir Yorum Bırak