Endülüs’ün en meşhur ve İslâm âleminin de büyük doktorlarındandır. Tam adı Ebu’l Kasım Halef bin Abbas ez-Zehrâvîdir. Avrupalılar tarafından genellikle Abulcasis ve Albucasis olarak ün kazanmıştır. Cerrahî alanında getirdiği yeniliklerle tanınmıştır. Büyük ilim merkezlerinden Kurtuba’da tahsilini görmüştür.
Ameliyatlarındaki başarısından dolayı cerrah (operatör) olarak şöhret kazanmıştır. Hatta kendisi operatörlüğün mucidi sayılır. Zehrâvî genellikle cerrahî tedavilerin basit dağlama, kan alma, bazı urların kesilip alınması, bazı yaraların ve kesiklerin dikilmesiyle çeşitli kırık çıkıkların tedavisinden ibaret olduğu ve bu tedavilerin berbercerrah denen kişiler tarafından yürütüldüğü bir dönemde cerrahîyi tıbbın bir dalı olarak görmüş, cerrahînin ve o dönemdeki cerrahî teknolojisinin gelişmesine büyük katkı sağlamış, cerrahî makas ve bıçakları ile bistüriyi, uçları değişik aletleri bulmuş, aletlerin şekilleri kadar onların imalinde kullanılacak metallerin özellikleri üzerinde de önemle durmuştur.
Göz ve göz hastalıklarıyla da ilgilenmiş , birçok tedavisi olmuştur. Diş çekimini, gevşemiş dişin sabitleştirilmesini, yerinden oynamış dişlerde ne gibi tedavilerin uygulanabileceğini eserlerinde ayrıntılı biçimde anlatmış, bu sırada kullanılacak aletler hakkında bilgiler vermiştir. Burun, çene ve omurga kırıkları dahil kırık çıkıklarla da ilgilenen Zehrâvî kırık patella kemiği için ilk defa cerrahî bir müdahale uygulamıştır.
Tıp dünyasında çok dikkat çekici bir hastalık olan hemofiliyi (kanarca) ayrıntılı olarak tanımlayan ilk hekimdir. Ameliyatlarda kanın akmasını önlemek için damar dikimi ile damarları birbirine birleştirmeyi, böylece bu usûlle kanamayı önlemeyi ez-Zehrâvî bulmuştur.
(İslâm Ansiklopedisi, c.44, s.189-191)