Lâilâhe illâllah Muhammedürrasûlüllah
Lisânen ikrar, kalben tasdik ile İslâm’ı tesis eden iki cümle-i şerifedir. (Lâilâhe illâllah) İslâmın etmemî, (Muhammedürrasûlüllah) mütem­mimidir.
Lâilâhe illâllah, ikrar-ı vahdettir. Muhamme­dürrasûlüllah tasdîk-u risalettir.
Onun içindir ki: Ariflerin sohbeti Aynî iba­det ve hep tevhîddir.
Bu makam, velîlerin hâlî olup kesret âle­minde vahdet müşahede eden evliya-yı muhak­kikîn, O sermed-i zevki söze sığdırmak, tarif et­mek için hususi bir lisan ile konuşmalarıdır ki onun adına tasavvuf denir.
Tasavvuf ı Menşe-i âdab, erkân-ı şeriattır.
Tasavvuf ı Allah’a fart-ı muhabbet ve terk-i dâ­vadır.
Tasavvuf: Kimya-yı feyz, iksir-i hakikattir.
Tasavvuf: Zikr-i dâimi, huruc-u mâsivallahtır.
Tasavvuf: Ğurfe-i bahr-i şuhud, Rabb-i izzettir.
Tasavvuf: Zat-ı ef’âl sıfât-ı Hakkı bilmektir.
Tasavvuf: Terk-i kesnettir, kemâl-i mahz-ı rah­mettir.
Tasavvuf: Mesrik-i dil’den doğan şems-i hakî­kattir.
Tasavvuf: Hayret efzâyı tavâf-ı ka’be-i dildir.
Tasavvuf: Şems-i tâban, bedr-i kamer-i nur- i hikmet, cezbe-i ismet, makâm-ı hay­ret, kemâl-i ru’yettir.
Hülasa; Tasavvuf, Terk-i terk’tir, hâsıl-ı terk-i niyyet ve teslimiyettir.