Kurbân bayramının arefe gününün sabah namâzından i‘tibâren bayramın dördüncü gününün ikindi namâzına kadar yirmi üç vakit farz namâzlardan sonra def‘a:“Allâhüekber, Allâhüekber, Lâ ilâhe illâ’llâ huva’llâhu ekber, Allâhü ekber ve li’llâhi’l hamd”diye tekbîr alınır ki, buna (teşrîk tekbîri) denir.
Teşrîk tekbîrleri, âlimlerin birçoğuna göre vacîbdir.
Arefe Günü Zikri
Nebi (s.a.v.) arefe gününde en çok şu zikri yaparlardı: “Lâ ilahe illâllâhüvahdehu lâ şerike leh lehül mülkü ve lehülhadmdübiyedihi’lhayr ve hüve alâ külli şey’in kadir”
Terviye ve Arefe Günü Orucu
Ebül Kasım-ı İsfehânî ve Beyhakî, Enes bin Mâlik’in (r.a.) bildirdiği şu hadîs-i şerîfi naklederler: “Bu günlerin her biri, fazilette bin güne, Arife günü ise on bin güne eşittir” buyuruldu. Bir başka hadîs-i şerîfde de: “Zilhiccenin ilk on gününün her günündeki oruç, sevab bakımından, helâl malından âzâd edilmiş yüz kölenin sevabına yâhud Allâh (c.c.) yolundaki mücâhidlere yüz at verme sevabına, yâhud Kâ’be’ye kurban için gönderilen yüz devenin sevabına eşittir. Terviye günü olunca, ya’nî Zilhiccenin sekizinci günü ise, bin köle âzâd etmek, bin at vermek ve Kâ’beye bin deve kurban için göndermek sevabına eşittir. Arife günündeki oruç ise, iki bin köle âzâd etmek, iki bin at vermek ve kâ’beye kurban için iki bin deve göndermek sevabına eşittir” buyuruldu. Bir başka hadîs-i şerîfde de: “Arife günü oruç tutanın sevabı, altmış sene ara vermeden oruç tutmanın sevabı gibidir” buyuruldu. Ravdatül ulemâda diyor ki: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdu: “Arife günü oruç tutana, Âdem (a.s.)’ın zamanından kıyâmetin kopması demek olan Sûr’a üfürülünceye kadar olan insanların oruç tutanlarının ve tutmayanlarının sayısının iki katı kadar sevâb yazılır.”
(Muhammed Rebhâmi, Riyâd’ün-Nâsihîn, s.270-271)