İnsan, tefekkürün faziletine ermek isterse, şu beş şey üzerine de inceden inceye düşünsün:
1. Allâh’ın varlığına delâlet eden âyetleri ve O’nun birliğini belirten alâmetleri düşünmek: Allâh’ın kudretini düşünmeli. Bunları, yerin yaratılışında, semaların yaratılışında, güneşin doğuşunda ve batışında, gecenin ve gündüzün değişmesinde, bilhassa kendi nefsinde görmelidir. “Yeryüzünde mü’minler için âyetler vardır. Ve özünüzde de… Göremiyor musunuz?” (Zariyat s. 20-21)
2. Allâh’ın nimetlerlini ve âlâ’yi düşünmek: Bunu Allâh’ın kendisine verdiği nimetlere bakarak yapar. Açıkça görünen nimetlerin adı âlâ’dır. Bâtında kalanların adı ise, nimettir. Meselâ: Ağız, Allâh’ın âlâsıdır; ama yemeğin tadını almak, onun nimetidir. Ayaklar, Allâh’ın âlâsıdır; ama yürümek, onun nimetidir.
3. Allâh’ın ihsan edeceği sevabı düşünmek: Böyle bir düşünce, Allâh’ın velî kullarına, cennette hazırladığı ikramları düşünmekle olur. Bu, sevabı düşünmektir. Böyle bir sevabı düşünmek Ona rağbeti artırır. Ayrıca, onu elde etmek için insana gayret verir.
4. Allâh’ın vereceği cezayı düşünmek: Bu da, cehennemde Allâh’ın düşmanlarına hazırladığı şeyleri düşünmekle olur. Onlara hazırlanan perişanlık, azap ve şiddetli cezalardır. Böyle şeyleri düşünmek, insana korkunç bir ürperme verir.
5. Allâh’ın insana yaptığı ihsanı ve cefayı düşünmek: Özellikle insan, Allâh’ın kendisine yapmış olduğu ihsanı düşünmelidir. Böyle bir düşünce, günahlarının gizli tutulduğunu, bir azaba uğramadığını, kendisini tevbeye çağırdığını düşünmektir. Allâh’ın emrini terkedince, isyana dalınca, nefsinin âhirette karşılaşacağı cefayı düşünmelidir. Böyle bir şeyi düşünmek, insanın utanmasını ve rüsva olacağı endişesini artırır. Dolayısıyla hatâ işlemekten çekinir.
Bu anlatılan beş şeyi düşünen kimse, Resûlullâh (s.a.v.) tarafından anlatılan: “Bir saatlik tefekkür, bir senelik nafile ibadetten hayırlıdır.” hadisinin ifade ettiği tefekkürün sırrına erer.
(Ebu’l-Leys Semerkandî, Tenbîhü’l-Gâfılîn, s.672-673)