Tarım Ürünleri Zekatı: Öşür
Tarım Ürünleri Zekatı: Öşür.Genel ilke olarak insan emeği ile ve gelir sağlamak amacı ile yetiştirilen toprak ürünleri zekâta (öşre) tâbidir.
Hanefî Mezhebi’ne göre, ot ve odunun dışında kalan bütün tarım ürünleri zekâta tabidir. İmameyn’e göre, bir mahsülün zekâta tâbi olabilmesi için çürümeden en az bir yıl kalabilecek vasıfta bulunması gerekir. Fakat Hanefî Mezhebi’nde tercih edilen görüş birincisidir.
Öşür için belli bir miktar yoktur; mahsül az olsun, çok olsun içinden zekâtının çıkarılması gerekir. Bu İmam-ı Âzam’ın görüşüdür. Fakat İmameyn’e göre bir mahsülün zekâta tâbi olabilmesi için 5 vesk, günümüz ölçüsüyle 850-1.000 kilograma yani bir tona ulaşması gerekir. Bundan az bir mahsülün zekâtı verilmez.
Mahsul için yapılan tohum, gübre (ilaç), işçi ve su yolu açmak gibi hiç bir masraf düşülmez bunlar dikkate alınmaz; yani öşür, masraflar çıkarılmadan mahsûlün tamamı üzerinden hesap edilerek verilir.
Eğer bir arazi yağmur, ırmak, dere suyu ile sulanıyorsa burada üretilen mahsülden onda bir zekât verilir. Fakat taşınarak ve motor gücü gibi belli bir emek ve masraf yapılarak sulanıyorsa bundan da yirmide bir nisbetinde zekât verilir. Bir arazi hem yağmur ve nehir suyu ile, hem de motor ve benzeri bir yolla sulandığı takdirde, hangisi ile daha fazla sulanıyorsa o esas alınır. Meselâ, yağmur suyu ile daha fazla sulanıyorsa onda bir, herhangi bir şekilde emek sarfedilerek sulanıyorsa yirmide bir nisbetinde zekâtı verilir.
Genel ilke olarak insan emeği ile ve gelir sağlamak amacı ile yetiştirilen toprak ürünleri zekâta (öşre) tâbidir. Bu niteliklerde olmayıp, tabiatta kendiliğinden yetişen ağaç, kamış, ot ve benzeri şeyler için öşür gerekmez. İnsanlar tarafından kazanç elde etmek üzere yetiştirilen kavak ve kamış gibi ürünlerden ise zekât gerekir.
(Ömer Nasuhi Bilmen, İstilâhat-ı Fıkhıyye Kâmusu, 4.c., 125.s.)