Tarihselcilik Fitnesi

Tarihselcilik Fitnesi başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.


Kur’ân’ı Kerîm’in Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.) tarafından cem edilmesi, hafızlar tarafından tevatüren kuşaktan kuşağa aktarılması, farklı metinleri ona ekleme ya da ondan çıkarma gibi tahrif faaliyetlerini bütünüyle imkânsız kıldı. Kur’ân’ın lafzına müdahale etmekten aciz kalan zındıklar, anlamdan hareketle bir takım sapık tevillere tevessül ettiler. Bu çerçevede her meşrep, kendi yanlışlarını bir takım tevillerle Kur’ân’a doğrulatma yoluna gitti. İslamî bir asıldan mahrum olan, Kur’ân’ın ne söylediğini anlamaktan ziyâde kendi ideolojisini Kur’ân’a tasdik ettirerek meşruiyet kazanmayı amaçlayan ve bu yüzden de Murad-ı İlâhi’yi doğru kavrayamayan anlayış usulleri içinde bugün itibariyle en etkin olanı tarihselciliktir.
Meselâ tarihselciler, Karun’un hazine anahtarlarının bir topluluk tarafından taşındığı kıssasını abartı olduğunu düşündükleri için kabul etmekten çekinirler. “Bu misalendir, hakikâten böyle değildir.” derler. Oysaki bu durumun gerçek olması pek tabidir. Âyet-i kerimede şöyle buyrulur: “Karun, Musa’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü-kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti: “Şımarma! Bil ki Allâh şımarıkları sevmez.” (Kasas s. 76)
Karun hazinelerini altın olarak saklar ve yanında kilitli sandıklarla gezdirirdi. Günümüzde Karun kadar olmasa da çok zengin insanlar var. Meselâ günümüzde dünyaca ünlü ekonomi dergilerinin yaptığı sıralamaya göre dünyanın en zengin kişisinin 134,7 milyar dolar serveti bulunmaktadır. Bu servetin altın olarak karşılığı ise 3.350.000 kilogramdır. Karun gibi kilitli sandıklarla servetini taşıyor ve her sandığa 100 kg altın konmuş olsa, 33.500 sandığa ihtiyaç duyulurdu. Her bir sandığın anahtarının 100 gr olduğu varsayıldığında sırf anahtarlarının ağırlığı 3.350 kg olurdu ki üç tondan daha ağır olan anahtarları taşımak için güçlü bir ekip olması da çok normaldir.
Netice olarak Kur’ân âyetleri akla uymuyor diyenlerin geçerli olup olmadığını tartışması gerektiği şey âyetler değil, kendi akıllarıdır.


(www.mevlanatakvimi.com)