Hz.  Ebû  Bekir  (r.a.)’in  Talhâ  b.  Ubeydullâh  adında  bir
amca oğlu vardı, Temîmoğulları’ndan idi ve şehrin dışında
otururdu. Bir gün şehre geldi, Kureyşliler Bathâ’da toplan-
mışlardı. Talhâ’yı görünce karşıladılar.
-Amcan ın oğlunun ne iş  işlediğini duydun mu? Baba ve
dedelerinin Dînini terk etti. Gitti, Ebû  Talib’in yetiminin bü-
yüsüne  aldandı.O’nun sözüne  inandı. O’nun Dinine  girdi,
dediler. Talhâ  (r.a.) o sözleri duyunca hiddetlendi. Bir söz
söylemeye mecali kalmadı. Hemen Hz. Ebû  Bekir (r.a.)’in
evine gitti ve aralarında şu konuşma geçti.
-Ey Atîk! Baba ve dedelerinin Dînini terk etmişsin!
-Lât ve Uzzâ  nasıl şeylerdir ki onların dini olsun. Bunlar-
dan nasıl tanrı olur?
-Lât ve Uzzâ tanrının kızlarıdır.
Sıddîk bu söze güldü. Bu sırada Hz. Alî  (r.a.) içeri girdi.
Konuşmaları bir süre dinleyen Hz. Alî (r.a.):
-Diyelim ki senin dediğin gibi Lât ve Uzzâ Allah’ ın kızla-
rıdır. Peki bu kızların annesi kimdir? Bunları  kim doğurdu?
diye sordu.
Talhâ  bu sözü  duyunca  şaşırdı. Dili tutuldu. Bir müddet
sessiz kaldı. Bundan sonra Talhâ ayağa kalkarak:
-Ey  Sıddîk!  Hadi  beni  Resul  (s.a.v.)’in  yanına  götür,
dedi.
Resûlullâh (s.a.v.) Talhâ’yı  görünce tebessüm buyurdu-
lar.  Yerlerinden  kalkıp,  onu  karşıladılar  ve  geçip  beraber
oturdular.  Daha  sonra  Resûlullâh  (s.a.v.)  Talhâ’ya  Allâhü
Te’âlâ’nın  vahdaniyetinden  (birliğinden),  ferdâniyyetinden
(tek oluşundan) bahsetti. Talhâ  bu sözleri duyunca muhab-
bet  denizinin  dalgaları  taştı.  Şehadet  parmağını  kaldırıp
îmâna geldi ve Müslüman oldu. Talhâ  b. Ubeydullâh (r.a.)
Müslüman  olanların  altıncısıdır  ve  hayâttayken  cennetle
müjdelenen on Sahabeden biridir.
Not:Sahâbe serisinin bir sonraki yazısı 28 Eylüldedir.
(Mustafâ Darir (r.h.), Siyer-i Nebî(s.a.v.), 1 .c, 535-540.s)