İslâmiyet’ten önce, cahiliyye devrinde, Arablar arasında okuma yazma bilenler pek az bulunduğu sırada, Talha b. Ubeydullâh (R.A.), okur yazar Mekkeliler arasında idi.
Talha b. Ubeydullâh (R.A.); Peygamberimiz (S.A.V.)’ in, kendilerini, cennetle müjdelediği on Sahâbî (R.A.E.)’den birisi olduğu gibi, Peygamberimiz (S.A.V.)’in, kendilerinden râzı olarak ayrıldığı altı Sahâbî (R.A.E.)’den de birisi olup Hz. Ömer (R.A.), kendisinden sonra, halîfelik işinin, onlarla konuşulmasını tavsiye etmişti.
Bunun içindir ki: “O kendileri, cennet’le müjdelenen on kişinin biri İslâmiyet’e yarışan, koşan sekiz kişinin biri; Ebû Bekr (R.A.)’in eli ile Müslüman olan beş kişinin biri; Şûrâ Eshâbı (R.A.) olan altı kişinin biridir!” denilmiştir.
Uhud Savaşı’nda, müşriklerin, attığını vuran keskin nişancı okçularından Malik b. Zübeyr, nişan alıp Peygamberimiz (S.A.V.)’e, bir ok atmıştı. Talha b. Ubeydullâh (R.A.); okun, Peygamberimiz (S.A.V.)’e isâbet edeceğini anlayınca, Peygamberimiz (S.A.V.)’i, korumak için, elini oka karşı tutmuş, ok, onun parmağına değip elini, çolak yapmıştı. Uhud Savaşı’nda yaralanan Peygamberimiz (S.A.V.)’i, sırtında taşıyarak Uhud kayalığına da, o, çıkarmıştı.
Peygamberimiz (S.A.V.), onun hakkında: “Talha, Cennet komşuluğunu hak etti!” “Uhud Günü; yeryüzünde sağımda Cebrâil’den, solumda da, Talha’dan başka, bana yakın kimse bulunmadığını gördüm!” “Yeryüzünde yürüyen bir şehîde bakmak isteyen, Talha b. Ubeydullâh’a baksın!” buyurmuşlardır.
Talha b. Ubeydullâh (R.A.), Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlarda Peygamberimiz (S.A.V.)’in yanında bulunmuş, hicretin otuz altıncı yılında Cemel Vak’ası’nda şehîd olmuştur. Allâh, ondan râzı olsun!
(M. Âsım Köksal (Rh.A.), İslâm Târihi Ansk., C. 3, S. 142-143)