Nebî (s.a.v.), Kadir gecesini Ramazânın son onunun tek
günlerinde aranmasını emretmiştir.
Vesît tefsîrinde diyor ki, Atâ, İbn Abbâs (r.a.)’den bildirir.
Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu: “İsrailoğullarından bir adam, bin
ay Allâh yolunda cihâd etmişti. Resûlullâh bunun hâline hayran
olup, mübârek kalbine keşke benim ümmetimden de öyle
biri bulunsaydı düşüncesi geldi.
Münâcât edip: “Yâ Rabbi, benim ümmetimi ömür bakımından
en kısa ömürlü, amel bakımından en az eyledin.”
dedi. Allâhü Te‘âlâ Kadir gecesini ona verdi ve Habîbi
(s.a.v.)’in mübârek kalbini kuvvetlendirip: “Ey Habîbim. Kadir
Gecesi senindir ve ümmetinindir. Benî İsrail’den olan
ve Allâh yolunda bin yıl cihâd eden o kimsenin amelinden
hayırlıdır. Kıyâmete kadar her Ramazan-ı şerîfde bir defa
gelir.”
Mugnî tefsîrinde İbn Abbâs (r.a.)’den bildirir. Buyurdu ki:
Süleyman ve Zülkarneyn (a.s.)’ın mülkü ancak beşyüz ayda
dolaşılırdı. Ya’nî Kadir gecesi Süleyman ve Zülkarneyn’in
mülkünde bulunanlardan kıymetlidir. Bâzıları da Benî
Ümeyye’nin, aşağı yukarı bin aylık olan, mülkünden iyidir demişlerdir
Nükte: Büyük âlimlerden biri buyuruyor ki, Allâhü Te‘âlâ,
“Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır” buyurdu. Bin aydan kaç
kat hayırlı olduğunu bildirmedi. O halde bin kere bin (milyon)
aydan da hayırlı olabilir. Hattâ daha da çok mümkündür. Bir
başka şekilde alırsak, bin aydan hayırlı olmasını, sıddîklar,
âlimler, velîler veya başkaları için bildirmedi. Tâ ki, herkes anlasın
bu gece iyiler, günahkârlar, bilenler, bilmiyenler, köleler,
âzâdlar, erkekler, kadınlar, velhâsıl bütün îmânlılar için bin
aydan hayırlıdır.
Riyâd-üs-Sâimîn kitabında diyor ki, Kadir gecesi,
Ramazan-ı Şerîf’in son on günü içinde devreder. Bu, Ebû
Kulâbe’nin rivâyetidir. Bu da, bu geceyi arayanların, birçok
geceleri ihyâ etmesi gerektiğindendir. Ancak bu şekilde, onu
bulabilir. (Muhammed Rebhâmî, Riyâdün Nâsihîn, 214.s.)