Efendimiz (s.a.v.)’in bizlere emir ve vasiyetlerinden biri, gece olsun gündüz olsun, boş vakitlerimizde, fırsat buldukça Kur’ân-ı Kerîm’deki âyet ve sûreleri okumayı âdet haline getirmemiz hususundadır. Fâtihâ gibi, Âyet el-Kürsî gibi sûreleri, Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerinin son âyetleri, Yasin, Vakıa, Duhân, Tebâreke (Mülk) Sûreleri’nin tamamını vaktin müsâadesi nisbetinde okumalıyız. Yukarıda adları sayılan sûre ve âyetlerin fazlaca okunması hakkında bilinen birçok hadîs vardır. Bunları okumayı âdet edinenler, zahirî ve bâtıni âfet ve musîbetlerden kendilerini emniyete almış olurlar.

Ey kardeşim! Şerîat’ın getiricisi Efendimiz (s.a.v.)’in emir buyurduğu sûreleri okumaya önem vermelisin zirâ Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz kişinin bununla her türlü âfet ve belâlardan kurtulacağını bildirmiştir. Bu yönden dalgın ve gāfil olma.

Hadîs-i şerîf’te şöyle buyurulmuştur: “Yeryüzüne bugüne kadar gökten inmeyen bir melek gelerek bana selâm verdi ve “Müjdeler olsun! Sana öyle iki nur verildi ki, senden önceki peygamberlere böyle bir şey verilmemişti. Bunlar Kur’ân’ın Fâtihâ Sûresi ile Bakara Sûresi’nin son kısmıdır. Bunlardan bir harfini okuyana istediği verilir.” (Müslim)

“Evlerinizi mezarlık haline sokmayınız. Şeytân, Bakara Sûresi’nin okunduğu evden kaçıp gider.” (Müslim) “Âyet el-Kürsî Kur’ân’ın efendisidir (tacıdır), şeytânın bulunacağı herhangi bir evde okunacak olursa, şeytân oradan çıkmış olur.” (İmâm Ahmed) “Kur’ân’ın kalbi Yâsin Sûresi’dir. Allâh (c.c.) ve âhiret evini isteyerek bu sûreyi okuyanın bütün günâhı ve suçları affedilmiş olur.” (Nesâî) “Kur’ân’da bir sûre vardır ki, otuz âyettir. Bu âyetler, okuyan kişiye şefâatçi olarak suç ve günâhları af olur. Bu sûre de “Tebârekellezi bi yedihi’l-mülk.” süresidir” (Nesâî)  “Her kim her gece Vâkıa Sûresi’ni okursa, ona fakirlik dokunmaz.” (Rezin)

(İmâm Şârani, el-Uhudü’l Kübra, s.19)