«Sizin üzerinize oruç farz kılındı…» (Bakara Sûresi, âyet 183) ve «Sizden kim bu aya (Ramazana) yetişirse, onun orucunu tutsun» (Bakara Sûresi, âyet: 185) buyurularak, oruç insanlara farz kılınmıştır. Resûlullah (s.a.v.):
«Ramazandan önce bir ve iki gün oruç tutmayın. Yalnız devamlı oruç tutan adam müstesna. O bu orucu da tutsun.» (Ebû Hureyre’den rivayet) ve bir diğer hadîslerinde de:
«Şa’ban yarı oldu mu artık oruç tutmayın» (Ebû Hureyre’den) buyurarak, devamlı oruç tutanlar hariç, Ramazan ayını oruçla karşılamanın memnu olduğunu beyan etmişlerdir.
«Yevm-i şek» diye bilinen Şa’ban’ın otuzuncu günü, Ramazanın başlangıcı olup olmadığı kesin bilinemediği takdirde, yani kati delillerle hilâlin görülememesi halinde oruç tutmanın haram olduğu hadîslerle beyan edilmiştir. Hz. Aişe (r.anha):
«Resûlullah (.s.a.v.) Şa’ban’dan korunduğu gibi, başka hiç bir aydan korunmazdı. Hilâli görür, yani Ramazan hilâlini görürse oruç tutar; eğer hava bulutlu olursa otuz günü sayar, sonra oruç tutardı» buyurmuştur.
Buna göre Ramazan orucunun Ramazan hilâlini görmekle, Ramazan bayramının da Şevval hilâlini görmekle farz ve vâcib olacağı tebeyyüm etmiş oluyor.